Gönderi

...HZ.KUR'AN"A BAK
Derdli dil gaflette kalma derdine dermana bak Tutulup berzahda olma mevti yok gülşâne bak Enfüsü âfâkı seyr et mahşerin bir aynıdır Harfi savtı olmayan bir mekteb-i irfana bak Her beşer sûretli cinni cân mı sandın zâhidâ Canın üzre tahtı kurup oturan cânâna bak Dil uzatma kâinatın Hâlik'i hep bir durur Kimseyi hor görme dâim sendeki noksana bak Sordular rûhdan Resulullah cevâbın vermedi Ol Ebü'l-Ervâh iken setr ettiği hemyâna bak Bir takım dehrî oturmuş akl u rûhdan bahs eder Nâsı idlâl eyleyip söyleşdiği yalana bak Hak "Kuli'r-rûhu min emri Rabbî" buyurmuş iken (1) Kendi kendiden çıkarıp söyleyen süfyâna bak Çok kulak verme bu kavmin ekseri deccâlîdir Hak Teâlâ'nın kelâmı Hazret-i Kur'ân'a bak Hem müfessirden muhaddisden sahîh ahbâr ile Mustafâ'nın söylediği dürr ile mercana bak Hâr ü hasdır ekserî sözler bırakma kalbine Dil sarayın pâk edip Hak'tan gelen mihmâna bak Sen bu nefsin pençesinden kurtaramazsın özün Arayıp bul bir hekîm-i hâzık-ı Lokmana bak Pîr-i Sâmî Hazretine var yürü ihlâs ile Kul olup dur kapısında hizmet-i merdâna bak Zü'l-cenâheyndir bekâ-ender-bekâ olmuş-durur Gir kanadı altına fevka'l-ulâ seyrâna bak Sûre-i Seb'ul-Mesânî'dir yüzü hem şübhesiz Oku "Lâ havf" âyetini sûret-i inşâna bak Haccü'l-ekber ister isen gel beri ey tâlibâ Salih'in babında hadim olduğu sultâna bak Dil = Gönül. Berzah = Dünya, ara, girdab. Mevt = Ölüm. Gülşân = Gül bahçesi. Errfüs Âfak = Nefis ile bunun dışındakiler, bâtn -zahir, nefse ve dünyaya ait olanlar. Savt = Ses, seda. Cinn = Cin, cin tayfası. Zâhid = Çok, aşırı sofu; kabasofu. Cân = Ruh. Cânân = Sevglii, gönül verilmiş. Ebu'l-Ervah = Ruhların babası, Peygamber efendimiz. (Bütün ruhlar Onun nurundan yaratılmıştır.) Setr etmek = Örtmek, gözlemek, saklamak. Hemyân = Kese,torba. Dehr = Ahirete inanmayan. Nâsı idlal eyleyen: = Halkı dalâlete sevkeden. (1) = "Ruh Rabb'imin emrindedir de" (lsrâ;85). Süfyân = İsyancı, azgın. Deccâlî = Deccal gibi, sapık, azgın, münkir. Müfessin = Tefsirci. Muhaddis = Hadis ilmiyle meşgul olan. Sahih = Doğru. Ahbâr = Haber, doğru haberler. Dürr = inci. Hârühas = Çerçöp. Dil sarayı = Gönül sarayı (Beyt-i Ce-lil). Mihmân = Misafir. Hekîm-i hazık-ı Lokman = Lokman Hekim gibi işinin ehli doktor (Mür-şid). Hizmet-i Merdân = Mertlerin hizmeti. Zü'l-cenâheyn = Zahir ve bâtn ilimleri ile âlim olan mürşid. Bekâ-ender-bekâ = Allah'ın isim, Sıfat ve Zat nurları ile nurlanan (Mürşid). Fevkâ'l-ulâ = Pek yüksek, çok ulu, yüksek. Sûre-i Seb'ul Mesânî = Fatiha Sûresi. Lâ havf = 'Onlara ne bir korku ne de üzüntü vardır." (Yunus; 62) Haccü'l-ekber = Arefesi Cuma'ya tesadüf eden ve yetmiş hacca bedel olan hac. Tâlib = Isteyici, mürid. Babında hadim = Kapısında hizmetçi.
·
111 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.