“Tarihi bir yarışma olarak kabul edenlerin gözünde Latin Amerika’nın gecikmişliği ve yoksulluğu, başarısızlığının sonucudur: Biz kaybetmişizdir, başkaları kazanmıştır. Ne var ki başkaları sırf biz kaybettiğimiz için kazanmış durumdadır: Latin Amerika’nın azgelişmişliğinin tarihi, belirtildiği gibi evrensel kapitalizmin gelişiminin tarihine bağlıdır. Bizim yenilgimiz daima yabancıların zımni koşulu olagelmiştir. Zenginliğimiz de daima yoksulluğumuzu doğuragelmiştir; dış imparatorlukların ve onların içerdeki yerli bekçilerinin refahını arttırmak üzere. Sömürgeciliğin ve yeni sömürgeciliğin simyasında altın tenekeye, besinler zehre dönüşür.”