Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ah, Balzac...
Bu evin kraliçe Elizabet'i (görümce) yönetici tutumundan bir nevi merhamet sahibi bir tutuma geçti kurban kuzucuğunun daimi olan fedakarlığı karşısında. Kibirli karakterini, yaralayıcı konuşma tarzını ve alaycı tonunu dizginledi görümcenin kaderini rıza ile karşıladığını görünce. Ve kurbanın boğazındaki zincirin boğazını aşındırıp yara yaptığını görünce, onunla kendi bir meselesi ile ilgilenir gibi ilgilendi ve Celeste iyi günler görmeye başladı. Celeste bu gelişimi başlangıcı ile kıyasladığında ise, celladına karşı bir bağlılık hissediyordu. [...] Tuhaf! 25 senelik aynı evde yaşamdan, zaferin hançeri körelip kırıldıktan sonra, Brigitte Celeste'i Celeste'in onu sevdiği kadar seviyordu. Sivri köşeleri ve kabalıkları törpüleyen zaman, alışkanlık, evdeki daimi birliktelik, onun teslimiyeti ve kuzumsu sabrı - hepsi birlikte Celeste'e mutlu bir sonbahar (ömrünün sonbaharı) yaşatıyordu.
·
200 görüntüleme
Yüksel Yüksel okurunun profil resmi
Kuzu.. ve İsa ' nın biri sana vurursa sen de öbür yanağını çevir.. sözünü hatırlatan bir hikaye..
Johnny Five okurunun profil resmi
Gelin yoksul ve bilgisiz. Ayrıca çocuk sahibi olamıyor. Bekar görümcede evlenmekbl istemiyor erkek kardeşine ve onun olacak çocuklarına vakfetmiş kendisini. Ama ortada çocuk da olmayınca, aptal ve savunmasız gelini eziyor başta. Sonra yoruluyor ve merhamete geliyor. Geçinmeye başlıyorlar, birbirlerine alıştıktan sonra. Eşek olursan semer vuran çok olur derler. Genel bir kaidedir bu, dini inançla, dervişane yaşama isteğiyle, zalim olmak yerine mazlum olmayı tercih etmekle alakası yok ilk etapte. Mizaç meselesi... Ama mizaç da değişmez birşey değil ki..
Yüksel Yüksel okurunun profil resmi
Bu hikaye yok bizde 😞
Johnny Five okurunun profil resmi
Üzücü... 😒
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.