İyi kızı el över, kötü kızı anası
Kitabı açtığınızda uzun bir önsözle karşılaşıyorsunuz. Cümleler ilerledikçe malını öven bir tüccarla karşılaşmışsınız hissi sağdan soldan yaklaşıyor, derin bir nefes alıyorsunuz. Eskilere toz atarak yeniyi pırıl pırıl gösterme telaşı garip bir özgüvenle veriliyor. Diyor ki: «Yeni dönemin ruhunu sezme ve yansıtma arzusu duyan şair, poetikadaki dönüşümü gerçekleştirirken yeniliklerin “gökten zembille indirilip şairin hizmetine sunulmadığını” bilmek durumundadır. Eski dönemleri en eskilerine kadar araştırmış, derinlikli ve disiplinli okumalar yapmış, eski ve yeni kuşakla poetik tartışmalara girmiş, önceki dönem şiirlerinden örnek yorumlamalar ve çözümlemeler gerçekleştirmiş olmalıdır. Yeniliğin yolunu açarken şiir epistemolojisini, poetik birikimi ve yaratıcılık sezgisini temel kriterler sayarak gençliğin acemiliğini ve dağınıklığını birikimle giderme yoluna girmiş olmak şair için bir zorunluluktur.» Yani edebiyata çok emek vermiş bir okuyucu ve araştırmacıyım diyor şair.
Düşünüyorsunuz, bu kadar ince ince övündüğüne göre vardır bir bildiği hocanın diyorsunuz. Önsöz hâlâ devam ediyor. Mavi göğün bunaltıcı sıcağı tatlı bir serinlikle yeni yeni kavuşmuşken, şiir okumanın heyecanı kalbinize yerleşmiş, hadi usta bitiriver artık şu ürünü görelim diyorsunuz, bitmiyor.
«Poetikada hem dönüştürücü bir yenilik hem de soylu bir duruş peşinde olduğumuzdan, geliştirmeye çalıştığımız şiire Soylu Yenilikçi Şiir tanımlamasını uygun gördük. Yenilik arayışlarında temel noktalardan birinin de “biçim” olduğunun farkındayız; çünkü Türk şiirinde “biçim” üzerinde epey zamandır düşünülmediğini, sınırlı arayışların biçimi de kapsayacak kadar geniş olmadığını ileri sürüyoruz.» diyor ve Soylu Yenilikçi Şiir biçemini 1+2+3+4+3+2+1 olarak geliştirdiğini söylüyor. Anlam güzel olduktan sonra şekilciliğin bir önemi kalmayabiliyor, tabi gerek divan edebiyatı gerek cumhuriyetten sonraki ölçü ve türlerde şekle bağlı kalarak anlamlı çok güzel eserler verilmiştir. Benim için sanat sanat içindir, sadece okumaktan keyif almaya ve şairin hem zekasına hem duygusallığına bakarım. Peki bu şair olmak isteyen beyefendinin kitabında bu ne kadar gerçekleştirilmiş?
Hoşuma giden bir şey var ki argo sözcüklerin onun ifadesiyle «...kapsamlı çağrışıma kapalı, anlam bakımından sığlıktan kurtulamayan, soyluluktan uzak sözcükler Soylu Yenilikçi Şiir'de yer almamaktadır.» ve ekliyor, «Bu sözcüklerin şiirin biçem düzeyini düşürdüğüne, şiiri halkın ayağına götürmeyi hedeflerken ayağa düşürdüğüne inanmaktayız.» Bunları söyleyen birinin beklentiyi temiz havanın bol olduğu bir yerlere çıkardığını söyleyebilirim, ama artık önsöz bitsin.
Aradan bir süre geçiyor nihayet şiirlerle karşılaşıyorsunuz: 1. şiir, 2. şiir, 3. şiir... Her şiirde bir şans daha verip önsözü düşünmemeye çalışıyorsunuz. Kitap bitiyor. Geriye ezberlenecek tek bir mısrasız. Önsözde şimdiki ya da son dönem şairleri için haksız bulduğum birçok cümle okudum. Açıkçası bu beni biraz güldürdü. Şayet bazı isimlerle hiç karşılaşmamış olsaydım, bilmemenin verdiği mutlulukla haklı olabileceğine bir ihtimal verebilirdim. Ama bir şiir okuyucusunun en az bir kez olsun bu dönemin şairlerinden; 
Birhan Keskin, 
Seyyid Ensar, 
Yağız Gönüler, 
Said Yavuz ya da 
Seyyidhan Kömürcü ile yolu kesişmişse iyi bir şiir nasıldır biliyor demektir. Bunlarla aşık atacak bir yetenekte olduğunu düşünmüyorum. Neymiş: «kadını bilene her ten mucizedir!» Biri bu kalem tutan hocamıza vücudumuzdaki en çekici organın beyin olduğunu söylemeli, en azından düşünenler için.
«anlıyorum: ömre zarar her şey şiire yararmış»
Yaramadı.
··
2.168 görüntüleme
Meğer ne nimetmiş, hemen söze giren ve fırtına gibi esen şiir kitapları😂
Haşlayan incelemeleri özlemişiz Kübra :)👌 Eğer Bir şiirde herkesçe her şey olması gerektiği gibi ise orada güçlü bir çalışma vardır ama yüreğe ulaşacağı meçhuldür. O yüzden çok kurcalamamak gerektiğini düşünüyorum. Bir şiir kendini yazdırmalı her şeyden önce sonrası da artık okurun kendi hissiyatı ile ilgili, iyi şiir nedir dersen; yürekten çıktığı gibi kalması kafi benim için... :)
Vaktine bereket🌿
Felsefesini ve biçemini duyurması çok olağan da şiir okuyorsak sözün azını hasını sevdiğimizden, 4 km önsözü ne yapalım? :) Kesinlikle benzer düşünüyoruz. Tabi benim için Yahya Kemal ve İsmet Özel üzerinde düşünülmüş şiirleriyle çok ayrı yerde ama ortaya koydukları da çiğlikten çok uzak yani. Teşekkür ederim. :)
3 sonraki yanıtı göster
Kitabın adı "Fırtınaya Hazırlık" bu şimdilik fragman, dahası var yani öyle mi? Eyvah eyvah.. Bir tebessüm yerleşti yüzüme, incelemen sonrasında 🍀Geçmiş olsun diyerek, sıkıntına omuz vermeye geldim 🤭
Böyle kitaplardan sonra cenazeyi tek başıma omuzlamak istemezdim, destek verdiğin için teşekkürler abla. :) youtube.com/shorts/dwbQ5vH5... :) :)
2 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.