Gönderi

176 syf.
·
Puan vermedi
Dostoyevski’nin Amcanın Düşü adlı romanı Sibirya’da ki sürgün yaşamından döndüğünde yazdığı ilk romandır. Dostoyevski için bu kitabı edebiyat hayatındaki ikinci perdenin başlangıcı olarak kabul edebiliriz. Sibirya’daki yaşamı yazar için bir dönüm noktasıdır. Bunun başlıca sebebi her bölgeden suçlu konumuna düşürülen insanları bir arada gözlemleme fırsatını bulmasıdır. Sürgün hiç kimsenin isteyeceği bir durum değildir; hastalıklar, kaos, şiddet, kirlilik insanın kaçtığı her şeyi bünyesinde barındırır. Fakat Dostoyevski gibi insanları gözlemlemede usta ve iştahlı bir insan için bütün bunlar bir fırsat ve şans anlamı taşır. Nitekim de bu şekilde olmuştur. Sibirya sürgünü Dostoyevski’nin edebi anlamda olgunlaşmasında ki en büyük etkendir. Bu sebeple burada yaşadıklarını, hissettiklerini, gözlemlerini, aldığı notları tam olarak bilmeden 1859 tarihinden sonra yazdığı hiçbir romanı tam olarak anlamak, yorumlamak imkânsızdır. Yarattığı karakterlerin birçoğu o dönemdeki gözlemlerinin bir yansımasıdır. Dostoyevski, Amcanın Düşü adlı romanında taşra toplumundaki ahlak anlayışını yerer. Mordasov adlı kasabada geçen olaylar günümüzden bile birçok ahlak yozlaşmasını gözler önüne serer. Eleştirdiği ahlak anlayışını ve siyaseti çoğunlukla başkarakteri Marya Aleksandrovna üzerinden anlatır. Marya kendini soylu gibi hisseden bir taşra kadınıdır. Romanın henüz ilk sayfasında Marya’yı şöyle anlatır: ’Marya Aleksandrovna dedikoduya son derece meraklıdır; o kadar ki, gündüz bir haber duymamışsa gece gözüne uyku girmez. Ama takındığı tavırlar yüzünden, onun dünyanın değil de, Mordasov’un baş dedikoducusu olduğu kimsenin aklından geçmez. Tam tersine huzurunda sanki bütün dedikodular yok olur, dedikoducular onun karşısında, öğretmenin önünde kızarıp bozaran öğrencilere döner, sözlerini şaşırırlar; konuşma hemen daha önemli konulara aktarılır. Marya Aleksandrovna, bazı Mordasov’lular hakkında öyle okkalı, kepaze şeyler bilir ki, fırsat düşse, bunu kendi özgü bir biçimde anlatsa, Mordasov, Lizbon depremine uğramışa döner. Oysa Marya Aleksandrovna’nın ağzı bu tür sırlar bakımından pek sıkıdır, olsa olsa ancak en yakın arkadaşlarına açılır… Yalnızca arada bir korkutur: ‘’Biliyorum ha!..’’ gibilerden çıtlatarak korku verir. İster kadın, ister erkek olsun karşısındaki vurup yıkmaktan çok, sürekli bir korku içinde tutmaktan hoşlanır. Zekâ ve siyaset de budur zaten!..’’ Görüldüğü gibi Marya üzerinden günümüzdeki taşra politikacıları ve siyasetçilerini resmetmiştir. Marya aslında birçok karakteri içinde barındırır. Romanın birçok bölümünde özellikle Marya karakteri üzerinden Shakespeare’ye gönderme yapılır. Hatta bunlar çoğu yerde Shakespeare’yi yeren göndermelerdir.
Amcanın Düşü
Amcanın DüşüFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 20173,356 okunma
·
98 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.