Her türlü sosyal hâkimiyeti göreceleştiren iktidarın yalnızca Allah'a ait olduğu ilkesi ile, Allah ile halk arasında her çeşit aracılığı reddeden istişare/danışma ilkesi , evet bu iki temel ilkeyle , hem iktidarı kutsallaştıran ve yöneticiyi yeryüzünde bir ilâh yapmaya kalkışan her nevi mutlakiyetçi zorbalık, hem de Batı tipi , yani bireyci , niceliği esas alan , istatistiğe dayanan , temsilcilik ve vekâletle yönetimi benimseyen her türlü " demokrasi " dışlanmış olur. Çünkü “ hürriyet ” ne inkârdır ne de inziva, sadece ilâhî iradenin yerine getirilmesidir .