Gönderi

Mevsimlerin İnsana Yaptığı Fenalıklar
Mevsimlerin bizim aşıklarımız olduklarını bilmezdim Bizi duysunlar diye doluyorlarmış meğer etrafımıza Koynumuzdan her geçişinde kendine yol edermiş bir mevsim Ve gelirmiş sargımız kalkıverince uyarak çağrımıza Ruhu saran zevklerden söz açtı da nice yıldır nice insan Kimseler anlatmadı sargıların kalktığı zamanı Söylenmedi çıplak kaldı mı ruh neydi hemen rengi koyultan Neydi öperken akıtılır öpülürken pıhtı kılardı kanı Özlenen bir pişmanlık diye tarif ederler aşkı sorarsak Ve her sevilen nobran biraz her mevsim severken biraz zorba Çözülür tirşeleşir çatık ten sonra tekrar toparlanıcak Farkederiz üstümüzde bir çentik hangi mevsimden acaba Bir yemini hatırlatsın diyedir belki de yazdansa bu iz Uzayan gün bıktırıcı setreylemeyen karanlık müzevir İnsan olmaktan kalan elemin zamkı gibi belli belirsiz Depreşen o ilk yeminden başka yazın her şey aleladedir Her şey bir soruyu katederken ki hayatımız kadar ürkek Taze şarap her birimiz son korkusuna garkolmaya teşne Köhneleşmekten kaçarken güç ararız kahverengi ve erkek Böyle kalır bir güz lekesi yükü artan göklerden kinaye Yani hata önceye ait önce öbür yüz öpülecek Öbür gölden içecektik kaplamasaydı çabuk sineyi kış Üşüdük terkedilmekten utandık ruh kendini içi çekti Aldırdık aldanmak için çentik dedik oysa sadece yanlış Koyverin matemi tasvire çengiyle küçek çullana dursun Her yanlışı yeşeren dal fışkıran otla kapatsak da n'olur Ağlayış buldu eşi neydi adı ko bahar coşkusu olsun Yüze vurmaz artık elem yapışır ademe göğsünde solur kitabe Bende mevsim denen üftadelerin yardığı yer apaçık Esebilsin diye can içre dünden hazırım Korkarım kalmazsa sevişmekten bir yangılı yer ya da sıyrık Ömrüm fenalıklara kayıp ağulanmazsa ben ne yaparım
İsmet Özel
İsmet Özel
·
224 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.