Kaleminize sağlık, ilginç bir hikayeymiş. Dücane Cündioglu devinimi ihtiyaç sahibi olmaya bağlıyor. Karnı acıkan adam yerinden kalkıp karnını doyurmak için harekete geçmek ve kendisine yemek aramak zorunda. Yoksa yerinden neden kalksın diyor mesela. Hareketin yokluğu veya azlığı gereksinimin yokluğu ve aciliyeti ile alakalı şüphesiz. Tuvalete gidiş tempomuzu düşünelim mesela veya yangın örneği de öyle.
Ama sürekli yaptıklarımız alışkanlıklara, alışkanlıklar huylara, mizaçlara dönüşüyorsa, ki öyle, kitabın konusu cidden ilginç bir konuya parmak basıyor. Müreffeh bir huzur dolu hayatın hiç götürüsü olamaz mı diye sordurdu bana incelemeniz.
Denk gelirse alıp okumak isterim.
İnceleme için teşekkürler 🙏🏻