Gönderi

Tağanrog yakınında birliğimizi Alman uçakları bombaladığından biz bu uçakları da Alman uçağı sanarak bölükçe ateş etmeye başladık ve uçaklardan biri isabet alarak düştü. Meğer bu uçaklar Alman uçakları değil Rus uçaklarıymış. Uçak düştükten sonra bize siperlere diye emir verildi. Bahçelerden çıkarak siperlere doğru gittiğimiz zaman bir Rus üsteğmeni elindeki tabancayı ateşe hazır vaziyette bağırarak: "- Uçağa kimler ateş ederek düşürdü" diye soruyor ve hemen öldüreceğini bildiriyordu. Uçağı düşüren bizim bölük olduğunu bildiği halde bizim bölük kumandanı "bizim bölük ateş etmedi" diyerek ateşin başka birliklerden açıldığını söyleyerek sinirli teğmeni başka bölüklere doğru yolcu etti. Nihayet siperlere gelerek yerleştik ve Almanları beklemeye başladık. Irmağın karşı sahilinden dağınık ve perişan halde Rus askerleri bize doğru koşuyorlardı. Fakat köprü olmadığından ırmağı nasıl geçeceklerini bilmiyorlardı. Bir kaçı ırmağa girdi fakat yüzmek bilmediklerinden bizim gözlerimiz önünde boğuldular. Bir kaçı ise ırmağı geçerek bizim siperlere geldiler ve subayların işitmeyeceği şekilde bizlere: "- Tehlike çok büyüktür. Almanları durdurmanın imkanı yoktur, diyerek kurtulmaya bakınız" dediler ve koşar adım cephenin gerilerine doğru gittiler. Zaten onlar söylemeseler bile biz tehlikenin ne olduğunu artık biliyorduk. Üç ay gibi kısa bir zamanda bin kilometre kadar Rusya içlerine giren; Sovyet muvazzaf ordusunu imha ve esir eden Almanların ne olduğunu anlamayan yoktu. Hatta Rus köylüleri ve münevverleri bile Almanların gelerek kendilerini komünist ve Stalin zulmünden kurtarmasını istemektediler.
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.