Item: Serenad
Author: Sümoşun Kitaplığı

Sümoşun Kitaplığı

08 Eki 2022

Puan vermedi

Serenad- Zülfü Livaneli

Selam arkadaşlarr :) Bugün yine önermekten bıkmadığım, tekrar tekrar okumak istediğim bir kitapla geldim. İlk okuduğumda çok sıkıcı geldiği için yarısına bile gelmeden bıraktım elimden. Hiçbir kitabı yarım bırakmayı sevmezdim oysaki. Ama sonradan yine elime aldım ve yavaş yavaş okumaya başladım. Kitabın ilk kısımları çok akıcı gelmedi ama ortalarına doğru yaklaştıkça akıcılık başladı benim için. Zaten ondan sonrası nasıl geldi bilmiyorum ama kitap biter bitmez hemen kitapta geçen olayı araştırmaya başladım. Öncelikle size kitabın içerisinde anlatılanlardan biraz bahsedip ardından içerisinde geçen ve beni kahreden olayı anlatacağım. Kitap 484 sayfadan oluşuyor. Oldukça ilgi çekici bir kapağı var. İlk gördüğümde merak uyandıran kısımlarından birisi de kapağıydı benim için. Kitapta geçen maya isimli karakter istanbul üniversitesinde görev yapan ve görevi de yabancı konukları ağırlamak olan bir çocuk annesi dul bir kadındır. Bir gün Maximilian Wagner adındaki Amerikalı profesör doktoru ağırlaması istenir. Havaalanına adamı karşılamaya giderken merak içindedir bu yaşta bir adam neden gelmek ister diye. Profesör hiçte beklediği gibi çıkmaz. Yaşını hiç göstermeyen gayet yakışıklı bir beyfendidir. 1939-1942 yılları arasında istanbulda yaşayan ve o zaman pera palasta kalan profesör yine aynı yerde kalmak ister. Maya profesörü kalmak istediği otele götürür. Sonraki gün otele profesörü almak için gider ama profesör otelden ayrılmıştır.Dikkatini dünde otelin önünde olan beyaz araç çeker bir an takip mi ediliyorum düşüncesine kapılsa da sonra saçmaladığını düşünerek ordan ayrılır ve üniversiteye döner. Rektörün onunla görüşmek istediğini duyunca şaşırır ama asıl şok edici olay burda başına gelmektedir. Otelin önündeki gördüğü beyaz araçtaki kişiler rektörün yanındadır ve mayadan profesörü takip etmesini isterler.Bu olayın ardından otele dönen maya profesör ile karşılaşır ve profesör onu sabah beşte otelden almasını ister. Profesör, sabah gelip otelden onu alan mayaya şileye gitmek istediğini söylediğinde maya çok şaşırır. Hava çok soğuk olmasına karşın yindede profesörün bu istediğini yerine getirir. Şileye vardıklarında profesör sahile iner ve kemanıyla serenad yapmaya başlar. Saatlerce orada beklerler. Maya daha fazla dayanamayarak profesörün yanına gittiğinde elleri soğuktan mos mor olan profesörle karşılaşır. Donmak üzere olan profesörü hemen arabaya götürür. Araba çalışmayınca sahilde çalışmayan bir otel bulurlar onu oraya götürür. Profesör sutma,sutum,struma diye sayıklıyordur ve bunu gören maya ilk önce kendi üstünü sonra profesörün üstünü çıkarır ve kendi ısısıyla profesörü ısıtmayı başarır. Hastaneye kaldırılan profesör bir süre tedavi görür. Ama mayanın peşini MİT, fransız ve alman istihbaratı bırakamaz. Profesör hakkında araştırma yapan maya daha detaylı bilgiler için hastaneye profesörle konuşmaya gider ve orada profesörün çok kısa ömrünün kaldığını öğrenir. Profesörü hastaneden alan maya sayıkladığı strumanın ne olduğunu öğrenmek için profesöre sorular yöneltir. Katolik bir aileden gelen profesör yahudi bir kıza aşık olur ve evlenir. Adını değiştiren yahudi kızla başka bir şehirde yaşamaya başlarlar. Tam o esnada Hitler yahudileri öldürüyordur. Profesör ve yahudi eşi kaçmak için yer aramaktadır. Türkiyede profesör kabul ettiklerini öğrenen ikili yola çıktıklarında bir alman polisi tarafından yakalanırlar ve karısı esir alınır. İstanbula yalnız gelen profesör karısını kurtarmak için çareler aramaya başlar. Sonunda amacına ulaşan profesörün karısı filistinden istanbula gelen bir gemiye biner. Ancak gemi şile yakınlarında durdurulur ve kimsenin inmesine izin dahi verilmez. Türkiye gemiyi kabul etmez. Filistinde ingiltereden gördüğü baskı sebebiyle gemiyi kabul edemez. Profesör her gün şile sahiline gidip karısına kavuşacağı günün hayaliyle yaşar. Ancak bir gün şiddetli bir patlama meydana gelir. Ve gemi batarak gözden kaybolur. Rusların denizaltından attığı bir füzedir gemiyi batıran. Olayın etkisiyle şok geçiren profesör hastalanır ve tedavi için amerikaya gider. Profesörün bu olayın üzerine gitmesinden korktukları için onu yakın takibe almışlardır. Ancak onun tek amacı karısını öldüğü yerde ziyaret edip serenad yapmaktır. Hastaneden çıkan profesör amerikaya döner. Maya işten kovulur. Bir gün ona amerikadan bir paket gelir. Profesörden gelmiş olan bu pakette kemanı ve çevirisini yapması için bir kitap bulunur. Çeviriyle uğraşan mayayı profesör görmek ister ve ölmeden önce son bir isteği vardır ondan. Bu istekten sonra hayatını kaybeden profesörün isteğini yerine getiren maya naaşı yakılan profesörün küllerini şilede denize döker ve serenad böylelikle sona erer. Kitabı bitirir bitirmez içinde geçem olayın kurgu mu yoksa gerçek mi olduğunu merak ettim. Çünkü hem çok muazzam bir aşk hikayesi, hemde çok üzücü bir insanlık suçu. Kitapta geçenlerin Livanelinin muazzam kurgusu olduğunu öğrendikten sonra bir nebze mutlu olsam da, struma olayının gerçek olduğunu öğrendikten sonra yıkıldım. Ve kitaptan çıkardığım dersi kısaca sizinle paylaşıp ardından kitabın içerisinden birkaç alıntı bırakıp sözümü noktalayacağım. Din,dil,ırk farketmeksizin aslında önemli olanın insanlık ve iyilik olduğunu anladım. Gemiden sadece belirli kişilerin çıkarılıp diğer insanların ölüme terk edilmesini de insanlık ayıbı olarak gördüm. Ama ne olursa olsun insanlara iyilik yönünden bakmayı öğrenmemiz lazım. Umarım okurken keyif alırsınız. Şimdiden keyifli okumalar. "İşte İstanbul, diye düşündüm. Müslüman duası ve Ortodoks ıstavrozu bir arada. İç içe geçmiş dualar, dinler ve kültürler şehri." "Sanki dünyanın başlangıcından beri hayattayım gibi geliyor artık." "Demek ki biz fark etmeden sürekli bir kabuk değiştirme içindeydik." "Niye hiçbir sokağın, caddenin, meydanın, köyün adı aynı kalmıyor, sürekli değiştiriliyordu acaba? Tarihten kaçmak için mi? Her şeye sıfırdan başlamak için mi?" "...Sonra mektupta yazılan Serenad’ı hatırlamaya çalışıyordu. Ama karışık zihninin derinliklerinden bir tek nota bile çıkmıyordu."

SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2015137,6bin okunma

127 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sümoşun Kitaplığı