Akıl bir gün gönüle söyledi
Yolunu şaşıranın kılavuzuyum ben
Yerde olmama rağmen göklere giderim
Bak ne kadar yükseklere tırmanırım ben
Dünyada benim görevim kılavuzluktur
Hızır gibi hızlı ve hareketliyim ben
Hayat bir kitapsa yorumcusuyum ben
Cenab-ı Hakk'ın şanının bir cilvesiyim ben
Sen nesin ki, yalnız bir kan damlasısm.
Halbuki paha biçilmeyen bir elmasım ben
Bunları duyunca kalb dedi ki:
Benim ne olduğumu görmüyor musun sen?
Doğru, sen hayatın sırrını bilirsin
Ama onu gözümle görürüm ben
Sen yalnız dışıyla ilgilenirsen
Ben ise içine dalarım
İlim senden ise irfan bendendir
Sen Allah'ı ararsın, ben ise Allah'ın örneğiyim
İlmin sonu huzursuzluktur
Bu hastalığın ilacıyım ben
Gerçekler dünyasının mumusun sen
Güzellik diyarının ışığıyım ben
Zaman ve mekan bağıyla bağlısın sen
Göklere uçan özgür bir kuşum ben
Baksana benim yüsek mevkiime
Rabb-ı Celil'in (*) sırdaşıyım ben.
(Armağan-ı Hicaz'dan)