Gönderi

İnsanların kavga seyretmek için bekleştiği sıralarda Çiçektepe'de muhtar seçimi yapılacağı duyuldu. Dev karıların, pirlerin ve bezirgânların izniyle Ciğerci'nin muhtarlığa aday olduğu yayıldı. Haber yayıldıktan bir gün sonra Naylon Mustafa'nın da muhtarlık için ayağa kalkıp kondusundan dışarı çıkacağı söylenir oldu. Kondudan konduya fısıltılar akarken Çöp Bakkal'ın yüksek gönlüne bir ateş düştü. Gözüne muhtarlık perdesi indi. Dört köşe bir kâğıda kendisini muhtar seçmeleri için gördüğü nedenleri yazdı. Dükkânının camına yapıştırdı. Kar, Çöp Bakkal’ın yazı yazdığı kâğıdın beyazlığını kıskandı. Çiçektepe'nin kıymet bilir insanı Sana, Naylon Mustafa'dan muhtar olur mu? "İnsanların anasıyla babası Adem'le Havva, köpeklerin anasıyla babası kim acaba?" diye laf konuşan adamdan muhtar olur mu? Muhtar adayınız bakkal Ferat Karabacak Çöp Bakkal'ın insanları kıymet bilmeye çağıran bildirisinden sonra Naylon Mustafa muhtarlık için ayağa kalkıp kondusundan dışarı çıktı. Köpeklerin anasıyla babasını sorup soruşturduğu için gülmeye tutulan konducuların tek tek kapısını çaldı. Dünyayı anlamaya hevesli olan insanların akıllarını aktıkları yere doğru koyvermesinin şartından söze başladı. Merak denen şeyin aklın emri olduğunu hatırlattı. Köpeklerin anasıyla babasının kim olduğunu soruşturmanın dünyayı anlama işi olduğunu açıklayarak seçim çalışmasına girdi. Aklının kıvraklığına konducuları inandırabilmek için sorup soruşturduklarına örnekler verdi. Allah’ın onca meleği varken insanlardan ibadet istemesine de aklını yatıramadığını söyledi. Söylediği şeylerin insanlarda uyandırdığı şaşkınlığı görünce iyice bilgiçlendi. "Allah’ın peygamberine insanların tokat attığından haberiniz var mı?" dedi. Hayatı boyunca, Allah’ın, peygamberini tokat yemekten niye korumadığını merak ettiğini söyledi. Kondusunda sayfaları resimli kıymetli bir kitap sakladığını, dünyanın bin türlü halinin bu kitapta yazılı olduğunu haber verdi. Çiçektepelilere uzun zamandır insanın sırrına varma yolunda yürüdüğünü çıtlattı. Bu yolun düşünceli gezen insanlara açık olduğunu söyledi. Yeşil gözlülerin dünyayı yeşil görüp görmediklerine meraklanıp gezindiği çocukluk günlerini anlattı. Seçmenlerine meraklı insanların yufka yürekli olduklarına dair düşüncelerini açtı. Her huyun insana çocukken yerleştiğini söyleyip ta derinlerden hatıralarını çıkardı. … Ama Çöp Bakkal, Naylon Mustafa'yı Allah’ın melekleri ve peygamberine atılan tokatlardan tutup kıskıvrak yakaladı. Onun aklını akıta akıta kuruttuğunu diline doladı. Allahı’ inkâr ettiğini yaydı. Naylon Mustafa merakın inkârla alakasının olmadığını, daha küçük bir çocukken kayaların yamacına çöküp kendi kendine dünyanın köylerinden ibaret olup olmadığını merak edip sorduğunu söylediyse de kâr etmedi. Yufka yürekli bir muhtar adayı olduğunu anlatmak için çocukken keçi yavrularına salıncaklar kurup salladığını haber etmesi de boşa gitti. Çaldığı her kapıdan geri çevrildi. Gözleri sarı muslukların parıltısından kamaşan, kulakları su şırıltısından başka şey duymayan Çiçektepelileri hevesleriyle baş başa bırakıp kondusuna çekildi. Sayfaları resimli, kıymetli kitabının başına çöktü. Kafasını hayvanların birbirlerini yiyerek beslenmelerine taktı. Yılanın tüyü bitmemiş kuş yavrusunu lokma edip yutmasına şaştı. Allah’ın dünyayı neden daha iyi düzenlemediğini anlamaya çalıştı. Düşünmeye koyuldu.
Sayfa 54 - Adam Yayıncılık, 1. baskı
·
226 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.