Müthiş bir kitap okudum.
Thomas Bernhard en sevdiğim yazarlardan biri ve üç oyununun yer aldığı bu kitabı yaz aylarında yayımlandı.
İlk oyun Boris İçin Bir Şölen, Beckett’ın alametifarikası ‘parçalanmış beden imgesi’ ile karşılıyor bizi. Kitabın sonunda çevirmen Fatih Özgüven’in sonsözü var. Oyunlar hakkında kısa bilgi veriyor ve Beckettvari olduklarını belirtiyor.
Tabii bildiğimiz Bernhard aynı zamanda. Devlete, kurumlarına, burjuvaziye eleştiri, tekrarlayan ifadeler, sanat üzerine düşünceleri ve seyircinin sanata yaklaşımı gibi konulara değiniyor. Bence romanlarından daha kolay okunmakla birlikte Bernhard’ın düşünce dünyasını bilmek iyi olacaktır.
Oyunların Beckettvari olmasını biraz açmak istiyorum. İleride bana da hatırlatma oluyor:)
Parçalanmış beden imgesi.
Bir karakterin uzun monologları.
Çelişen ifadeler.
Karakter isimlerinin benzerliği.
Diyalogların kopukluğu (Harold Pinter’da da var.)
Dilin sınırlarını zorlama.
Karamsarlık, anlamsızlığa doğru gitme. Yabancılaşma, yalnızlaşma.
Trajik-komik, Oyun Sonu için mutsuzluğun komedisi deniyor. Özellikle Boris İçin Bir Şölen’de çok baskın bu.
Bu ortak özellikler detaylandırılabilir tabii. Beckett’ın en çok Oyun Sonu ve Felaket adıyla basılan bazı oyunlarının yer aldığı kitabıyla ilişkilendirdim.