Kadın haklarını “eşit birey olma” ve erkeklerle eşit vatandaşlık haklarına sahip olma şartı çerçevesinde savunan modernist feministler, milliyetçi cumhuriyetçiler tarafından Avrupa hayranlığı, aşırılık, toplum hizmet beklerken kendi çıkarları ile uğraşma gibi politik argümanlarla eleştirilmişler; erkek düşmanı olarak yaftalanmışlar. Milliyetçi bakış açısından “vatanın hukuku” ile “kadının hukuku” arasında her zaman bir uzlaşmazlık algılanmış ve gerektiğinde kadının hukukundan vatanın hukuku uğruna vazgeçilebileceği düşünülmüş.