"Siz yanına gittiniz mi?"
"Şimdi Allah var, yanına gitmedim. Utangaç bir şeydim. Uzaktan bakardım. Şimdi 'Gittim.' desem günah olur! Gelinimiz falan geldiler."
"Gelininiz, elini öpmüş mü?"
"Yok. 'Elini vermiyor.' dediler. Bizim geline, 'Kızım, kaç çocuğun öldü?' demiş. O da 'Şöyle, böyle.' demiş."
"Kaç çocuğu ölmüştü?"
"Çok ölmüştü, çok!"
"Kendisi demeden
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri mi soruyor?"
"He, he... "Kızım, ağlamazsan çok güzel; ağlarsan iyi değil, yandın!' diyor. O da 'Ağlamadım.' demiş. 'Ağlama, kızım... O çocukların Cennet'te sana altın bardaklarla su verecekler.' demiş."