Yaşamda aklımızın almayacağı şeyler vardır!
“Kıpırtısız havada kar, iri taneler halinde değil,
zarif bir tasarıma sahip minik buz kristalleri
şeklinde nezaketle iniyordu gökyüzünden” (s.1).
Hangi yazarı okursak okuyalım, eserlerinde mutlaka kendi yaşamından bazı kesitlere yer verdiğini görüyoruz. Dikkatli bir gözle okuduğumuzda onların, çocukluk yaşantılarından aldığı eğitimlere, gezdiği gördüğü yerlere, çektiği sıkıntı ve acılara, hayat felsefesine, macera arayışına, umut ve umutsuzluklarına kadar birçok konuyu eserlerinde işlediklerine şahit oluyoruz. İşte o yazarlardan biri de 
Jack London’dır.
• • •
Gerçekten de Jack London¹, çocukluğunda sokak çetelerine katılıyor. İlk gençlik döneminde serseri gruplarla birlikte Amerika'yı baştan başa dolaşıyor. Korsan denizcilerle birlikte kaçak istiridye avcılığına katılıyor. Kar ve buzla kaplı, acımasız soğukların hüküm sürdüğü vahşi ormanlarda, altın arayıcılarının arasında yer alıyor. Kurt köpeklerinin çektiği kızaklarda yolculuklar yapıyor. Bir durulma döneminden sonra yazarlığa başlıyor. Tüm bu yaşadıklarını ve gözlemlerini roman ve öykülerinde işliyor.
• • •
Bu yönüyle “
Bir Kuzey Macerası”nın, "Martin Eden", "Yıldız Gezgini" ve "Beyaz Diş" de olduğu gibi Jack London’ın yaşamından izlerin olduğu önemli eserlerinden biri olduğu söylenebilir. Eserin hikâyesi, Aleut Adaları’nda yer alan Akatan’ın kabile reisi Naass’ın düğün gecesinde eşinin denizci bir beyaz adam tarafından kaçırılmasıyla başlıyor. Naass eşini kurtarmak ve onu kaçıran adamdan intikamını almak için senelerce peşlerinde dolaşıyor. Küçük kabilesinden çıkan Naass, kimi zaman denizlerde, kimi zaman karlı ve buzlu dağlarda, kimi zaman da sık ve vahşi ormanların içerisinde uzun yolculuklar yapıyor.
• • •
Naass’ın hikâyesinden hareketle bizleri de uzun bir yolculuğa çıkaran London, acı, ıstırap ve zorluklarla dolu bir arayışın sonunda insanların nasıl değişip dönüşebileceğini gözler önüne seriyor. Bugünkü insanın, asla dünkü insan olmadığını ve olamayacağını tüm insanlığa hatırlatıyor. Eserin arka planında acımasızca tüketilen doğal kaynaklara, altına hücumun ardında yatan sebeplere, güçlünün zayıfı ezme nedenlerine, doğanın bilinçsizce nasıl tahrip edildiğine ve çeşitli hayvan türlerinin korkunç bir şekilde nasıl yok edildiğine dikkatleri çekiyor.
• • •
Tüm bunlarla birlikte, kitabın sonuna geldiğinizde adalet kavramını sorgularken buluyorsunuz kendinizi. Doğrusu “Bir Kuzey Macerası”, bir oturuşta okunabilen çok kısa bir eser olmasına rağmen, özellikle intikam ve adalet kavramlarını sorgulama noktasında etkileyici bir eser. Kitabın ilk on sayfası Naass’ın hikâyesine girene kadar çok anlaşılmıyor gibi görünmekle birlikte, bir bütün olarak değerlendirildiğinde taşlar yerine oturuyor. Jack London’ın kendi hikâyesinden izlerin olduğu, dili akıcı, mesajı güçlü bu eseri, okurken bir nefes molası vermek isteyen tüm okurlara içtenlikle tavsiye ederim.
“Aklımızın almayacağı bazı şeyler vardır. Adalet duygumuzu aşan şeyler. Bu işin doğrusunu yanlışını biz söyleyemeyiz, bizim yargımız burada işlemez” (s.44) sözlerinin ne anlama geldiğini merak eden okurlara…
Sağlıklı ve kitap dolu günler dilerim!
.............................................................
¹Bknz. tr.m.wikipedia.org/wiki/Jack_London.
·
2.967 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.