Gönderi

74 syf.
7/10 puan verdi
·
35 saatte okudu
İçinde 5 hikâye olan bir eser. Beni böyle farklı hikayelerden oluşan eserler normalde sıkıyor ama inat ettim tüm modern klasikleri okumaya o yüzden tamamladım. İlk iki hikâyesi güzeldi ama son üç hikâyeyi pek sevemedim açıkçası. Sayfa sayısı da diğer hikayelere göre az tutulmuştu. Yazılmış olmak için yazılmış gibi geldi bana nedense. -SPOILER İÇERİR- İlk hikaye: Ay Işığı Sokağı: Bir gezgin sokaklarda dolaşırken bir ses duyar, bu sesin peşinden gider ve kötü hayatları olan insanları görür. Bir kadın ona yaklaşır, hayat kadını gibi davranır orada bulunan diğer bir adamsa onlara düşman gibi bakar. Gezgin, bu ortamdan tiksinir ve kendini dışarı atar. Ona düşmanca bakan adam yanına gelir, az önceki kadının onun eski eşi olduğunu söyler. Adam zenginmiş ama eşinin kendisine ihtiyaç duymasını ve yalvarmasını severmiş. Bu yüzden kadın ondan bir şey istediğinde hemen tamam demez, birkaç kez kadının ona yalvarmasını beklermiş. Kadın bir gün bunlara dayanamamış ve adamı terk etmiş. Adam ise bütün bunları onu sevdiğinden yaptığını söylüyor kadının peşine hep düşmüş, paralarını onu bulmak için harcamış ama bir türlü olmamış. Adam, gezginden kadınla konuşmasını söyledi ya ölüsünü ya da dirisini alıp gideceğini belirtti. Gezgin kadınla konuşmadı, arabasına binip gitti. Giderken o adamı gördü, ay ışığının yansımasından elindekinin bıçak mı yoksa para mı olduğunu seçemedi. Aslında hissettiği sevgi değildi, sevgi insanı muhtaçlığa sürüklemez. Bu anca kendi egosunu tatmin etmek olur, sonunu açık bir şekilde göstermedi ama bence kadını öldürdü. İkinci hikaye: Leporella: Leporella, Crescenz adlı hizmetçinin takma adı. Bu hizmetçi yıllarca Baron ailesine hizmet ediyor, bir gün Baron ona yakın davranıyor. Crescenz normalde soğuk ve mesafeli biri ama bu ilgi onun hoşuna gidiyor ve başka biri olmaya başlıyor. Evin hanımı uzak bir yere gidiyor, Crescenz o gidince aralarında bir şey olacağını düşünüyor ama Baron çapkınlık yapmaya başlıyor. Crescenz ise zamanla buna ortak oluyor, Baron kiminle olsa bunu sır gibi saklıyor hatta bundan hoşnut oluyor. Aradan zaman geçince Baron’un eşi eve dönüyor, Baron çapkınlığı artık bitiyor ama bu durumdan dolayı huzursuz. Crescenz ben durumu halledeceğim diyor aradan biraz zaman geçiyor ve eşi intihar etmiş şekilde bulunuyor aslında Crenscenz öldürüyor bence. Baron, Crenscenz’in neler yapabileceğini fark ediyor ve bu hizmetçiden kaçıyor, bir gün de işine son veriyor. İşten çıkarılınca Crenscenz intihar ediyor. Kendini bir duruma aşırı derecede adayan insanların hüsrana uğramasını anlatıyor diyebiliriz. Üçüncü hikaye: Nişancı: Bir albay var, savaş olurken İspanyol askerin kendi arkadaşlarını öldürdüğünü görüyor. Albay da o İspanyol askerini öldürüyor ama hiç bilmediği bir yerde yaşanıyor bu olay. O da çok acıkınca İspanyol askerin kıyafetlerini giyiyor o gece öyle uyuyor. Ertesi gün kendi tarafından askerler geliyor o da çok seviniyor ama üzerinde İspanyol askerinin kıyafetleri olduğunu unutuyor. Albayı İspanyol askeri sanıp vuruyorlar, ölüyor. Dördüncü hikaye: Leman Gölü Kıyısında Olay: Bir balıkçı, bir Rus askerini bulur. Bu asker savaş sırasında kaybolmuş ve Rusya’yı aramaktadır. Ama savaş olduğu için sınırdan geçip gitmesi o an için imkansızdır. Bunu ona anlatırlar ama o gitmek ister, diyaloglarındaki acıklı ifadeler beni de etkiledi. En son gidemeyeceğini anlayınca intihar eder. Son hikaye: Avare: Liebmann Yunanca dersinden kalmıştır, o dersten kalması sınıfta kalmasına da sebep olmuştur. İkinci sene yine o dersten dolayı sınıfta kalmıştır. Bu yüzden öğretmenine büyük bir öfke duyar zaten ailesinin dersle ilgili nasihatlerinden de çok sıkılmıştır. Öğretmeniyle tartışır, bundan sonra her şeyin daha da kötüye gideceğini bilir, kendini köprüden atar ve ölür. Çok basit bir hikâye gibi geldi bana.
Ay Işığı Sokağı
Ay Işığı SokağıStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202167,9bin okunma
·
420 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.