Gönderi

224 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Can gürses ile tanışma kitabım oldu kendisi ve çok sevdim... Tek bir günü anlatan romanlar ya çok güzel oluyor ya da bir süre sonra sıkıyor beni, bu kitap o çok güzel olanlar arasındaydı benim için. Kitap 12 Eylül olaylarından dolayı ülkesini terk etmek zorunda olan Koza'nın 27 yıl sonra ülkesine, memleketine ve yuvasına dönmüş olması şerefine verilen bir aile yemeğini konu ediniyor. Yemek sadece bir hoş geldin yemeğinden ziyade aile fertlerinin iç hesaplaşmalarını, birbirlerine olan sevgilerini, kırgınlıklarını, kızgınlıklarını da barındırıyor. Sırf aileyiz diye birbirimize benzer miyiz, birbirimizi sevmek zorunda mıyız diye düşündüm durdum okurken. Ve bu kadar birbirimizden farklıyken nasıl da bu kadar birbirimizin aynısıyız, anne babalarımızdan parçalar taşıdığımız için mi, aynı anne karnında büyüdüğümüz için mi? Romanın bölümleri yemek masasında olan yemeklerden ve evdeki eşyalardan oluşuyor. O yemeklerin ya da eşyaların aileye bakış açısını okuyoruz biraz da bu açıdan da gayet hoşuma gitti kitap. °Annen için yaptığın her şeyi biraz da kendin için yaptığını unutma. Anneler çocukları için vardır. °Her mutsuz aile birbirine benzer ama her mutlu ailenin kendine özgü bir mutsuzluğu vardır. °Aile, soyağacına kazınmış isimler değil, ceviz ağacından yapılmış masayı sofra yapan insanlardır.
En Güzel Günlerini Demek Bensiz Yaşadın
En Güzel Günlerini Demek Bensiz YaşadınCan Gürses · Ayrıntı Yayınları · 2020391 okunma
·
138 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.