Gönderi

AŞK MARŞI
Karadır kara değil, Acı karası, kapkara değil. Bazen maviye çalmış burası, Mavisi maviden değil, Şansa düşecek rengi. Fikrim fikir değil fikir kalabalığı, Sakinleşmez bir sokak kalabalığı. Fikrimde öyle aklım yollara düşer, Kalbim harabe iyileşecek ancak, Merhaba yeni ben olmaya düşmüş... Aşktır aşktan açık ton, Ben neredeyim, ne haldeyim, garip. Hayatın bir telinde çaresiz, Yollara düşmüş derviş, Gerçekten kopmuş bir yolda... Bir avareyim, sessizlik mi? Rahatlasam şiirin destesinde. Ne olduğumu anlayamamak dizgin, Bir dizimde nasip ve yollarım garip, Direncim havayla manidar... Suskun düşmüş kalemim, Ben mürekkepte neyim? Zamanın hangisinde? Bilmiyorum cümlelerin her birinde, Ben zamana tutsak kalmış kıvamıyım... Diyeceğim çok şey var altta kalmış dilimde, Bir çare olsun o zaman kelime. Hurafelerde uçuşur çürümüş çiçeklerde, Kokan bir ruhu diriltmek var, Dirilmeye çalışmak var... Zaman bir şey gösterir, Ah a'mak-ı hayal... Gönül ister mi yeşerince? Yol benim yolum muydu? Nasıl anlatmalı bunu? Karamı karadır bilmem, Doğacaksa bu sevda gönülden. Şimdi dünyayı yeniden yaratırlar, Ah o mekanlar, zamanlar olmasa, Cana düşen ümit olmasa... Hüdavendigar ömrüm, Hükmet aklıma boy boy. Ben zamanda dolanınca, Kaderi de gördüm bulutlarda, Âşk nasiple fokurduyor... Bende kendime kahve yapıyorum, buz ettim he! Belki böyle geç kaldım aşka, Belki güneş eritti beni, Kapkaranlık, dolu bir minibüs arkasında, Ümitlenecekmiş gibi ufak ışıkta... AYKUT BARIŞ ÇELİK
44 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.