Gönderi

Kadı Abdülcebbar şöyle demiştir: “Rasulullah aleyhisselam onların arasında tek başına bir adam olduğu halde Allah onu, onlardan korudu. Onun nübüvvetinin delili sadece bu olsaydı, yeter de artardı bile.” Nitekim o, onları kızdıran ve öfkelendiren şeyler getirmesinin yanı sıra bütün Kureyş’in bütün Arapların bütün Yahudilerin ve bütün Hristiyanların her birine “Siz beni öldüremezsiniz.” demiştir. Rasulullah bu sözleriyle sanki onları kendi üstüne saldırtıyor ve onları kendisine kötülük yapmaya sevk ediyordu. O, bütün bunları onlara söylüyordu fakat kimse ona zarar veremiyordu. Bu yeterli ve açık bir delilidir. Bu ancak çok kuvvetli bir şekilde Allah’a güvenen ve Allah‘ın vaadine boyun eğen, akıllı bir kimsenin sergileyeceği bir duruştur.
·
73 görüntüleme
Yusuf Ç okurunun profil resmi
Evet boyle de anlaşılabilir bi manada , fakat Efendimizin hayati , hem 40 yaş oncesi hem 40 yaşla birlikte nubuvvet vazifesini yüklenmesi içine doğduğu toplumda bi zıtlık ortaya çıkarmadı. Örneğin Ebu cehil dahil tüm o şahin kadro elbette onun vazifeli, seçilmiş ve kendisine gelenin semavi/ilahi bi beyan olduğunu biliyor , kabul ediyorlardı. Ama herbiri farklı engellere takilip ( gurur, kibir, yaş farkı, soy-nesep kabile egosu ) o güneşi göremiyor ruhlarının karanlığında hoykuruyorlardi. Gelen herbir vahiy de toplumun süregelen adetlerine taban tabana zıt olmayıp insanların gelen ayetleri/devrimleri/yenilikleri sindirebilir bir sırayla ve belli ilahi takibe bağlı olarak iniyordu.
Gizem okurunun profil resmi
Doğru, müşriklerin iman etmemesinin esasında kibir ve heva vardı fakat anlatmak istediğim Rasulullah’ın (sav) şahsıyla alakalı bir zıtlık değil. Kuran’ın temel mesajı “Tek ve bir olan Allah’a iman edin.” Bu vahyin geldiği toplum çok tanrılı, puta tapan bir toplumdu. Hz. Peygamber’in getirdiği vahiy, putları çok tanrıcılığı kesinlikle reddediyor. Yani o toplumun inançlarıyla taban tabana zıt. Hakeza aynı şekilde İslam öncesi Araplar alçakgönüllülüğü, affetmeyi düşük/zavallı insanların özelliği olarak görürdü, Kuran ise bunu takva sahibi insanların özelliği olarak görüyor. Yani esasında Kuran’ın temel mesajı o toplumun anlayışıyla baya zıt olan şeyler. Ama dediğiniz gibi bazı hükümler zaman içinde sindirilebilir şekilde inmiş fakat Kuran’ın temel mesajı kesinlikle bazı şeyleri kökten reddediyor, aşamalı olarak değil.(puta tapma, ataların dinine inanma gibi)
Yusuf Ç okurunun profil resmi
Yazar ikinci paragrafta sanki onları kendine saldirtiyor imasiyla esasen Efendimizin mizaç/misyon ve stratejisini tam anlayamamış gözüküyor. Evet Onun tevekkülü tam teslimiyeti ve yalnızca Allah'a mutevveccih oluşu kelimelerle anlatılamaz lakin, O sav ; insanlari kendine karşı kışkırtmaya hiç teşebbüs etmedi. Bilakis hep bir anilmerkez oldu insanlari nuruna davet etti, ebedi ölümle olmesinler ebedlere kadar hayatları olsun diledi. Ama imtihan ve sırrı nispetinde muvaffak oldu.
Gizem okurunun profil resmi
Peygamberimizin insanları kışkırtmak gibi bir amacı yoktu elbette ama yazar, Rasulullah’ı bir gayrimüslimin gözünden tasvir ediyor aslında orada. Rasulullah’ı hiç tanımayan biri, onun getirdiği vahyin içeriği ve toplumun yaşayış tarzının taban tabana zıt olduğunu gördüğünde sanki bunları kışkırtmak için -haşa- söylediğini düşünebilir.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.