Gönderi

Oğlu Hikmet, TKP Genel Sekreteri Şefik Hüsnü tarafından 1926 yılında açılan "Uluslararası Lenin Okulu"nda öğrenim görmesi için Sovyetler Birliği'ne çağrılır. Bildiğimiz gibi, Sovyetler Birliği'nin ve Üçüncü Enternasyonal'in iki Okulu vardır. Bu okulların birincisi TKP literatüründe "KUTVA" diye adlandırılan "Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi (KUTV)" diye bilinen okuldur. Bu okul, Doğu Ülkelerinden gelen öğrencileri "Kadro" düzeyinde eğitmek için kurulmuştur. Buna Türkiye'den de onlarca öğrenci göndermiştir TKP; Nâzım Hikmet'ten Vâlâ Nureddin'e, Zeki Baştımar'dan Laz İsmail'e, Hamdi Şamilof'tan ...'ya kadar. "Uluslararası Lenin Okulu" ise; "Devrimci Önder"leri eğitmek, yetiştirmek için kurulmuştur. Özel bir okuldur yani. Buraya herkes gönderilememektedir doğal olarak... İşte Türkiye'den gönderilmek istenen birinci öğrenci Hikmet Kıvılcımlı olmuştur. O'nun dışında da, TÜSTAV tarafından yayımlanan Üçüncü Enternasyonal'deki dosyalardan okuduğumuz kadarıyla sadece Reşat Fuat Baraner vardır. İşte ülkesinde böyle bir önderdir Oğul Hikmet, Partisi ve Üçüncü Enternasyonal için... Şimdi 1927 yılında illegal olarak Türkiye'ye gelen Şefik Hüsnü'nün, kendisinin yokluğunda Moskova'daki TKP Temsilcisi "Fahri"ye - Baytar Cevdet'e gönderdiği ülkedeki durumu ve kararlarını ilettiği mektubun sadece söz ettiğimiz bölümünü okuyalım: "F. Yoldaşın 9 × 27 tarihli mektubunun çevirisi. "(...) "Hikmet Yoldaş Uluslararası Lenin Okulu'na ve Şark Darülfünunu'na da kimi yoldaşlar gönderilecek." ... Hikmet Kıvılcımlı, 1935'lerde bir kez daha "Yukarı"ya - Sovyetler Birliği'ne çağrılır. ... Ancak O, "Yukarı"ya gidemez, daha doğrusu gitmez... Gitmeme gerekçesini de şöyle açıklar "Kim Suçlamış?"ta: "Yalnız, bu militan pratik ve örgütlü dövüşleri arasında hiç SSCB'ne gitmemiştir. Çünkü: "1) O, kendisini kaydı hayatla vakfetmiş bulunduğu Milli Dövüş Cephesi üzerindeki nöbet yerini boş bırakmaya katlanmamıştır. "2) Bundan başka, o militan deneyiyle biliyor ve açık seçikçe görüyor ki, Türkiye dövüş cephesinden bir yol koptular mıydı, insanlar çabucak Proletarya Vatanı'nın derebeyice asalağı ve kendi ülkelerinin hayati proselerine dar kafalı ve ukala yabancılar haline soysuzlaşıveriyorlar. "Leninizm demiri bir 'Kutva' içinde dövülmemişti. Bedenin tüm tükenişinden önce insan 'Babasının evi'nde dinlenmeyi hak edemezdi."
Sayfa 124Kitabı okudu
·
58 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.