Okuduğum ilk Toptaş kitabı. Kitabın ilk bölümünde aşırı derece sıkıldım. Okurken cümlenin başında ne yazdığıni unuttugum anlar oldu. Okuduklarımın büyük bir kısmını da anlayamadım. Zaten alt orta sınırda olan zekam hepten zorlandı( bu aralar bu seviyede düşme yaşanmış olabilir, yaklaşık. Iki haftadır Adıni vermek istemediğim bir evlenme programı izleyip, fincanda mini kek denemeleri yapıyorum, hala basariya ulasabilmiş değilim.) sanki sözlükteki tüm kelimeler bir kagida yazılmış, keseye konulmuşta çekilip çekilip metine eklenmiş gibi hissettim. Eğer ilk bölüm gerçekten güzelse ve anlamlıysa yani güzel seyler vardı da kaçirdiysam, okur kariyerime kötü çocuk serisiyle devam edeceğim. Neyime benim böyle edebi eserler.
Şu ana kadar ki yorumum birinci bölümü kapsamakta. İkinci bölüm gerçekten çok güzeldi. Sevdiğim öyküler oldu. Betimlemeler ve dil kullanımı kusursuzdu. Sanirim olaya dayali öyküleri daha çok seviyorum.