Gönderi

Bakın, çok geçin arkasından nasıl bir, çok erken başlıyor! Kainat nizamı... Merhamet için de aynı şey... Kimin, zulmün de başında ve sonunda merhamet nöbet bekliyor. Otur kızım, otur ve dinle!.. Sen de kızım, ha, şöyle... Ne diyordum? Rahmet... Alem, bu temel üzerinde... Eğer toprağa, tohuma, hatta kire, lekeye merhamet olmasaydı, su olur muydu? Rengi merhamet, sesi merhamet, pırıltılı, şırıltılı su... (Sesi coşar) Ne duruyorsunuz? Sökün sahte su borularını, ev ev merhamet şebekesini kurun! Tepelerinizdeki çatıları da yıkın, göklerle temasa geçin!... O zaman göreceksiniz ki, acı su borularından kendi kendisine tatlı su akacak ve başlar üstünde güneşe yol veren kubbeler yükselecek...
Sayfa 139Kitabı okudu
·
1.166 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.