Gönderi

Lakırdı
Yakın zamanda, düşünsel anlamda samimi olduğunu düşündüğüm bir Müslüman, Abdülhamit'in Frenk kültürüne, Batı müziğine, Batı yazınına, Batı resmine, heykeline ve alkole ilgisini vurgulamanın kötü niyetli bir yaklaşım olduğunu, bunun, Müslümanların yasak ve günah olarak gördüğü şeyleri, çok önemsedikleri birine yakıştırarak hem onlara, hem dinlerine, hem de Abdülhamit'e saygısızlık yapmak anlamına geldiğini dillendirmeye uğraşıyordu. Şimdi burada birçok farklı açıdan sıkıntı var. Fakat tespit çekmeyeceğim. Hak cephesi(?) yerinde dursun. Batıl cephesine(?) geçiyorum. Yeni Akit'in gelenekselleşmiş 10 Kasım dizgisini gördüm yine. Sorun yok, Yeni Akit, Yeni Akit'liğini yapacaktır. "Alkole bağlı sirozdan hayatını kaybetti" başlığıyla vermek istedikleri mesajı açmaya lüzum görmüyorum. Devam edeyim, Müslüman bir anne ve babadan dünyaya gelen Mustafa, ihtimal odur ki inançsız olarak göçtü. Hak cephesindeki fanatiklerin onu Batıl cephesinin başbuğu olarak görmeleri için bu yeterli. Fanatikleri ne kadar ciddiye almalıyız bu başka bir soru/sorun. Şuraya geleceğim; Mustafa Kemal'i, Atatürk olarak gören, Halaskârgazi olarak gören insanlar, onun tütün tiryakiliğini, Rakı masalarını, siroza yol verecek içki sevgisini dillendirmekten utanmıyorlar. Zira bunun utanılacak bir şey olduğunu düşünmüyorlar, haklı olarak. Utanmalarını bekleyen fanatiklerin zihinlerine 404 verdiren bu olsa gerek diye düşünüyorum. Türk'ün kollektif şuuruna dair söz söylemeyi, okumayı, düş kurmayı severim zira yiyeceğim ekmek, başımı sokacağım dört duvar, sevişeceğim kadından daha fazla Türk olmaya dair düşündüm, konuştum, eylemde bulundum hayatım boyunca. "Ölümsüz ruhlarınızın akıbeti umurumuzda değil, o sizi ilgilendirir. Yöneticinin ve devletin dini adalettir" gibi düşünceler kollektif şuurumuzda baskın bir şekilde yer etmedi. Ancak tüm aşağılamalara, cemiyetten dışlanma tehditlerine rağmen bazı marjinaller yiğitliğe soyundu ve Söğüt'teki beylikten 700 küsür yıl sonra iki binlerin Türkiyesi'nde söz konusu düşünceleri yekünü azımsanamayacak miktardaki taze insan topluluğunun zihninde çiçeklendirdi. Bu umut ve cesaret verici bir düşünce. Abdülhamit'in alkolünden utanan arkadaş, Türk tarihinin en önemli direnişinin parolasını unutma: Korkma!
·
503 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.