Zehra.. Anadolunun bir köyünde öğretmenlik yapan, çevresi tarafından sevilen sayılan, dürüst, fedekar bir öğretmen ama kimseye acıması yok, acımak nedir bilmiyor çünkü çocukluğunda ailesine acımayan bir baba ile büyümüş ya da öyle tanıtmışlar babasını. :') Zamanla acımak nedir öğrenecek ama böylesine acı bir şekilde öğrenmesi okuyanın da kalbini dağlayan cinsten. Kitap öylesine güzel öylesine derindi ki üzerine düşündükçe yeni şeyler görüyorsunuz. İyilik, sevgi, geç kalınmışlık, o dönemin insan kayırma ve kamudaki kanunsuzlukları, aile yapısı ve daha bir çok şey... Birbirinden farklı tüm bu etkenlerin ve duyguların bir arada olduğu kitap temelde Zehra ile babası Mürşit'in hikayelerini konu alıyor. Olayların her iki karakterin de ağzından anlatılmış olması kitabın hoşuma giden taraflarından biriydi. Olaylara hem Zehra'nın hem de babasının gözünden bakmak, ne hissettiklerini anlayabilmek açısından çok güzeldi. Kitaptaki olaylardan çok bahsetmek istemiyorum çünkü okudukça öğrenmeniz ve olaylara okudukça hakim olmanız çok daha keyifli bir okuma süreci sağlar, şahsen ben kitaba başlarken konusu neymiş bir bakayım demeden, Reşat Nuri'nin kitabı, kesin güzeldir diyerek başlamıştım. Ve evet Reşat Nuri yanıltmadı yine. Her şeyin göründüğü gibi olmadığını, insanların en kötüsünün içinde bile iyilik duygusunun var olabileceğini, bunun yanında yapılan iyiliklerin bazen karşılık görmeyeceğini aksine iyiliğin çıkar çevreleri tarafından kullanılma ihtimalinin olduğunu anlatan; sevgiyi, geç kalınmışlık hissini ve 'acımak' duygusunu iliklerinize kadar hissettiren muhteşem bir kitaptı. Mutlaka okuyun!

AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202139,7bin okunma

·

57 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Lutfiye