Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Yeni Alman İmparatorluğu'nun otoriter yapısı 1890'lardan itibaren reaksiyoner bir nitelik kazandı. Demokratik hareket ve düşünceler, sosyalist akımlar gizli bir terör ve sistemli bir kontrolle önleniyordu, imparator eleştirilerin üstünde tutuluyordu. Bu konuda İngiltere hükümdarlarının dokunulmazlığı örnek gösteriliyordu, ama Alman Kayzeri İngiltere Kraliçesi gibi sempatik, tarafsız, devlet işlerine müdahaleden çekinen bir monark tipi değildi. Başına buyruk, maceraperest ve baskıcı tavrıyla her konuda ortaya çıkıyor, ama eleştirilere karşı da hükümdarlık kurumunun kutsiyetine sığınarak mümkün olan bütün önlemleri alıyordu. Dönem içinde imparatora hakaretten dolayı fikir adamları, gazeteciler, karikatüristler mahkeme önünde hesap veriyordu. Bazen imparatorun âlicenaplık taslayarak bunları affettiği de olurdu, imparatorluğun siyasal rejim ve ideolojisi Prusyalılık üzerine kurulmuştu. Prusyalılık otoriter devletin idealleştirilmesidir; demokrasi bu ülküye ve siyasal kültüre yabancıdır. Prusyalılık aristokrasinin yönetimi demektir. Bu ideoloji hayatın her safhasını ve her kurumu düzenlemişti. Gerçi parlamento vardı, ama bu parlamento üç sosyal sınıfın ayrıcalıklarını gözeten bir seçim sistemiyle kuruluyordu. Parlamento eleştirir, ama hükümete güvensizlik oyu veremezdi. Hükümete sadece kayzer güvensizlik gösterebilirdi. Çoğunlukla son karar aristokraside, onunla bütünleşen burjuvazide ve hükümdardaydı.
·
48 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.