Gönderi

605 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
❝Ee, anlatın bakalım, toplumun temellerinin altını oydunuz mu? Suçlulara aklayıp suçsuzları mahkum ettiniz mi?❞ Dönemin Rusya'sını cesurca günyüzüne çıkarmış bir eser. Kiliselerde yapılan ve İncil'de olan birçok şeye karşıymış Tolstoy. Okurken birçok şeyde haklı olduğunu düşünüyorsunuz ancak dönemin toplamı böyle düşünmüyor. Ayrıca Tolstoy eserdeki görüşleri yüzünden aforoz (dinden çıkartılma)edilmiş. Dönemin toplumunun kendileri gibi olmayanları neler yaşattığını kitapta görüyorsunuz. Eserde yazarın toprakla ilgili görüşlerine de yer veriliyor. Toprağın mülkiyet konusu olamayacağı ile ilgili düşünceler ve buna karşı çıkanlar var. Öyle bir adalet sistemi var ki zengin birinin bahçesinden ineğinde ot kopardığı için hapse atılan kadınlar var. 14-15 yaşındaki çocuklar idam ediliyor. Kitap okuduğu için tutuklanan insanlar var: ❝Orada köylülere kitap okuduğu ve köylülerin arasında bir üretim ve tüketim kooperatifi kurduğu için tutuklandı.❞(s.532) Bir çoğu suçsuz olan birya'ya giden bir mahkum kafilesi... Bu mahkum kafilesinin iki ayı aşkın süren göçü muhteşem betimlemelerle o kadar etkili anlatılmış ki... Ölen karısından yadigar kızını göç yolu boyunca kucağında taşıyan ve elleri kelepçelenirse çocuğunu taşıyamayacağı için itiraz eden mahkûm bir baba dövülmüş; bütün bir kış gün yüzü görmeyen, hiç hava akımının olmadığı bir kalabalığın içinde kavurucu bir sıcakta yürüyen ve güneş çarpması yüzünden ölen mahkumlar, göç yolunda trende doğum yapmak zorunda kalan mahkum kadınlar... Okurken kalbine sızlıyor. Ne yazık ki gerçekten yaşanmış olaylar. Daha kendini keşfetme aşamasındayken toplumla tanışan, toplumun onu kendi özünden çıkardığı Nehlüdov sonrasında halalarının evinde çalışan Katyuşa'nın hayatını mahvedecek bir hata yapar. Yıllar sonra yolları bir mahkeme salonunda kesişir ve o zaman da eksik bir cümle yüzünden Katyuşa suçlu sayılır ve kürek cezasına çarptırılır. Mahvettiği Katyuşa'nın hayatını düzeltmek için çırpınırken Nehlüdov'un ruhunda bir uyanış, bir diriliş başlar, geçmişiyle yüzleşir ve artık dünyaya bambaşka bir gözle bakar. Bir aşk romanından çok bir insanın vicdanının yeniden doğuşu, diriliş, varoluş, yozlaşma, başkaldırı, birey ve toplum romanı. Her şeyi gerçeklikle örülmüş. Bir insanın normal saydığı şeylerin aslında öyle olmadığını, hukuk sisteminin yanlışlığını, İncil'i anlama çabasını ve yazarın dinle ilgili düşüncelerini, kadın olmanın -ki özellikle insanların sadece zevk aracı olarak gördüğü güzel bir kadın- olmanın her dönem ne kadar zor olduğunu okuyoruz. Yargılayanlar da yargılananlar kadar suçlu. Diyorsunuz ki Kim kimi yargılıyor? ❝Aranızda kim günahsızsa ilk taşı o atsın.❞(Yuhanna 8;7) Sıkıldığım için yarım bıraktığım ama yarım bırakarak daha rahat bir kafayla bitirdiğimde daha iyi anladığımı düşündüğüm bir kitaptı.. Aslında yazarın düşüncesini anlatmak için olaylar bir bahane diyebilirim. Sonu beni yine de pek tatmin etmemişti ama çok güzeldi. Yıllar sonra tekrar okumak dileğiyle...
nisa yılmaz
nisa yılmaz
Diriliş
DirilişLev Tolstoy · Koridor Yayıncılık · 202017,6bin okunma
··
1 artı 1'leme
·
100 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.