Hepimizin bildiği gibi bir fikrin veya düşünceler bütününün etkili olması için gerçeklikten besleniyor olması gerekli değildir. İnanca dönüşmesi yeterlidir. Foucault, inancın ideolojik bir aygıt olarak kitleleri örgütleme konusundaki gücünü İran Devrimi’ne bizzat tanıklık ederek deneyimlemiştir. Gözlemlerinden hareketle İslam Devrimi’ni “siyasal