Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İyi ki doğdun Aytmatov
Bugün 12 Aralık. Büyük Usta Cengiz Aytmatov'un doğum günü. Ben bu vesileyle Aytmatov'un vefatı üzerine kaleme aldığım yazımı 1000 Kitap okuyucularıyla tekrar paylaşmak istiyorum. Herkese iyi okumalar... AYTMATOV'A VEDA "Merhaba Beyaz Gemi, ben geldim!" Aytmatov'un ölümü üzerine hissettiklerimi anlatmak çok güç. Buz gibi bir haberdi benim için. Sanki ölüm olayı sıradan insanlara mahsusmuş, sanki o, yazmaya, insanlık için endişelenmeye devam ediyormuş da biz artık onu göremiyormuşuz gibi. Ben buna inanıyordum; ama keşke ayrılık girmeseydi araya. Öncelikle insanlık adına çok üzüldüm. Zira o, tüm roman ve hikayelerinde önce yerel ardından da evrensel bir yazardı. Dolayısıyla kayıp sadece Türk dünyasının değil tüm dünyanın kaybıydı. Düşündüm, daha yazacak o kadar çok şeyi vardı ki. Son romanında; yaşlı bir parsın duygu ve hayallerini, can sıkıntılarını, kırgınlıklarını anlatırken nasıl çok büyük bir ustalık gösterdiyse, dünyadaki nesli tükenmek üzere olan daha nice hayvanı ya da canlıyı da aynı ustalıkla anlatabilirdi. Bunu onun bir okuyucusu, bir hayranı, bir takipçisi olarak biliyordum. Evet sevgili Aytmatov! Sen Kassandra Damgası romanında dünyanın kötü gidişine dur demek için bir çığlık atmıştın. Dünyanın gidişi gidiş değildi; ama insanlar birbirleriyle didişmekten içlerinde yaşadıkları gezegene bakacak durumda değillerdi ki. Bindikleri dalı kesiyorlardı adeta; ama yüreklerini para ve iktidar hırsı kapladığı için bunu göremiyorlardı. Sen sevdalı bir yürektin, bu kötü gidişe dur diyecek daha çok sayıda roman ve hikaye yazacaktın. Bekliyorduk; ama sen erken gittin. Hangi birinden bahsedeyim ki sevgili Aytmatov. "Gün Olur Asra Bedel’"e tanıdım seni. Döne döne okudum desem yeridir. "Mankurt"u öğrendim sayende ve etrafımda gördüğüm, değerlerine ve kendine yabancılaşan nice insana da farklı bir gözle bakmaya başladım. Sonra devam ettim büyük bir susuzlukla seni okumaya. Kahramanın Yedigey; nasıl yoldaşı, dostu Kazangap’ı Ana Beyit mezarlığına gömebilmek için zorlu bir yolculuk gerçekleştirmişse ben de senin eserlerin arasında bir büyüme ve bir olgunlaşma yolculuğuna başladım. Amaç sonuca varmak değildi. Zaten kaç kişi umduğuna ulaşabiliyordu ki. Önemli olan yolculuk esnasında heybemize doldurabildiklerimizdi. Ben istedim seni keşfetmeyi. Sonra "İlk Öğretmen" ile yaşadım aşkların en büyüğünü senin satırlarında. İkiz kavakların türküsünü dinledim Duyşen ve Altınay’ın sesinden. Duyşen’in idealizmine hayran olmamak elde değildi ve yaptığı fedakarlıklara pek tabii ki. Dünyaca ünlü aşk hikayen "Cemile"yi okudum sonra. Hikayenin sonunda büyülendim, dahası Cemile ve Daniyar’ın arkasından bakakaldım ve onlar için iyi dileklerde bulundum. Aşk ancak bu kadar muhteşem anlatılabilirdi. Sen başarmıştın bunu. "Al Yazmalım Selvi Boylum" ile aşkın bir başka boyutunu keşfettim: Aldatılan bir kadının duygularını bu hikaye ile birebir yaşadım ve onun yüreğinin içini gördüm. Oğlu için aşkından vazgeçen Asel’e saygıların en büyüğünü hissettim. Ve bu hikaye ile gördüm ki bazen fedakarlık aşka galip gelir. Seni okumaya devam ettim, okudukça öğrendim ve yaşadıkça okudum. Gün geldi, okuduklarım yaşadıklarıma farklı gözle bakmamı sağladı. Gün geldi, yaşadıklarım okuduklarımı keşfetmemde anahtar oldu. Sen hayatı keşfetmiş bir bilgeydin, her okuduğum eserinle bunu bir kez daha anladım. "Asker Çocuğu" hikayenle yetim bir çocuğun duygularına ortak oldum. Babasızlığın ne demek olduğunu küçücük bir hikayenin bir iki cümlesiyle yüreğime kazıdın. Sen yalnız çocuğu değil babayı anlatırken de eşsizdin: "Oğulla Buluşma" adlı hikayenin kahramanı Çordon’un savaşta ölen evladına duyduğu hasreti nasıl da derin anlatmıştın. Evet sevgili Aytmatov! Hangi birinden bahsedeyim ki. Sana dair ne söylesem sözcükler yetersiz kalacak bunu biliyorum. Bunu bildiğim için de yazarken eksik kalıyorum, bu eksiklik bu kırık dökük satırlara da yansıyor ister istemez. Sen biriciktin, orijinaldin, bütün eserlerine, doğduğun büyüdüğün toprakların damgasını vurmuştun. Her eserinde, kâh gizli kâh açık olarak, Kırgızistan topraklarına ait bir değer vardı. Belki de seni bu kadar geniş bir kitle içinde okunur kılan da bu özelliğindi. Hayat hikayene baktığımda, çocukluk anılarını okuduğumda daima çocuk saflığını taşıyan bir yüreğin varlığını hissettim. Sen Kırgız bozkırlarının türküsüyle eserlerini ilmek ilmek dokumuştun. Yaşadığın her şeyi büyük bir başarıyla eserlerinin içine yedirmeyi başarmıştın. Hangi eserini okusam o toprakların kokusunu duyuyor, oralara ait değerlere rastlıyordum. Masallar, efsaneler, şiirler, türküler yüreğimin ta içine kazınıyordu. Senin sırrın buydu işte ustam, üstadım! "Çocukluğum" adlı anı kitabına “Babaannem” başlıklı anı ile başlaman da senin değerlerine bağlılığının bir göstergesi değil miydi zaten? Okuma yazma bilmeyen; ama bilgeliğiyle etrafında çok saygı gören, hafızasında yüzlerce masal ve şiir olan bir kadın olan babaannenden büyük bir aşkla bahsediyordun sen. Onun senin yazar olmanda büyük bir rol oynadığını söylüyordun. Ondan bahsederken “Bana göre büyük bir yazar, yorumcu hatta orijinal bir masal gibiydi.” cümlelerin de onun seni ne denli etkilediğini gösteriyordu aslında. Sonraki süreçte ise savaş vardı, yoksulluk vardı, acı vardı. Baban rejimin yüzlerce kurbanından biriydi. Sorgusuz sualsiz götürülmesinin ardından sizler için de zorlu bir süreç başlamıştı. Annen de hususiydi senin için. O, çileli bir kadındı. Ama sen çektiğin tüm acılarla zenginleşmesini bildin ve bizlere de sonsuz bir ırmak bıraktın. Senin eserlerini her okuduğumda yeni şeyler keşfetmem de, bu zengin ırmağın geçtiği her yeri daha çok uzun yıllar yeşerteceğini gösteriyor aslında. Sen her okuyucun için özelsin ve hep öyle kalacaksın. Aradan yıllar geçse de keşfedilecek ve etkileyeceksin. Evet büyük usta! Senin roman ve hikayelerinin üstüne daha ne söylenebilir ki. Sen "Beyaz Gemi"sine kavuşan sevdalı bir yüreksin. Bıraktığın izler hepimizin yüreğinde yerini buldu. Sen okyanusa bir taş attın. O taşların meydana getirdiği halkalar hepimizin yüreklerini birleştirdi. Sana veda etmek için senin sözlerinden daha uygun sözler bulamadım. Sen "Beyaz Gemi"nin sonunda babasına kavuşmak için kendisini sulara bırakan kahramanına, bu hayata veda ederken şu sözlerle sesleniyordun. İzin verirsen ben de sana o sözlerle seslenmek ve veda etmek istiyorum: “Çocuk kalbinin, çocuk ruhunun bağdaşamadığı her şeyi reddettin. İşte beni teselli eden de budur. Bir şimşek gibi yaşadın sen. Bir defa çaktın ve söndün. Şimşeği çaktıran göktür. Ve gök ebedidir. İşte budur beni teselli eden. Bir başka tesellim daha var: İnsandaki çocuk vicdanı, tohumdaki öz gibidir. Ve o öz olmadan tohum filizlenmez, gelişmez. Yeryüzünde bizi ne beklerse beklesin, insanoğlu oldukça ve öldükçe, insanoğlu yaşadıkça, hak ve doğruluk denen şey de var olacaktır… Merhaba "Beyaz Gemi", ben geldim!”
··
182 görüntüleme
Necip G. okurunun profil resmi
Allah hak eden her yazara sizin gibi okurlar nasip etsin demek düşüyor bize de sanırım... Ölümünden sonra böyle anılmak bir yazarın başına gelebilecek en güzel, onu ölümsüzleştiren şeydir. Kaleminize ve emeğinize sağlık Ayşe Hanım...
Hercaiokumalar /Ayşe okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Necip Bey. Aytmatov'un bu vesileyle anılmasına katkıda bulunabilirsem ne mutlu bana...
Uğur Ukut okurunun profil resmi
Aytmatov okumaya Toprak Ana ile başladım. Daha kitabı bitirir bitirmez de bu yazarın tüm kitaplarını okumam gerek dedim. Beyaz Gemi ve Elveda Gulsari'dan sonra oyle bir çırpıda okunup anlaşılacak bir yazar olmadığını, üzerinde günlerce düşünülüp sindirildikten sonra diğer kitabı okunacak biri olduğunu gördüm. Incecik kitaplara sığdırdığı o muhteşem karakterlerin her biri her sn karşımızda. Kurguladığı hayatlarsa inanılmaz bir şekilde gerçekle iç içe. Orman Göğsü gezegeninin varlığını iddia ettiğim zamanlar oldu desem yalan olmaz. Aytmatov ne kadar konuşulsa azdır. Ölümüyle bile bize mesaj vermiştir. Rabbim taksiratini affetsin. Size gelince Ayşe hanım duygularıma tercüman olan bu yazınız için canı gönülden teşekkürler.
Hercaiokumalar /Ayşe okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim. Duygularınıza tercüman olabildiysem ne mutlu bana:)
1 sonraki yanıtı göster
Zeyneb Öztürk okurunun profil resmi
Aytmatov deyince, bir siz gelirsiniz aklıma Ayşe Hanım, bir de Mehmet Yılmaz 1000kitapta:) ...tsk ederiz bu güzel yazı için...
Salih okurunun profil resmi
Çok güzel bir yazı kaleminize sağlık, Aytmatov hayranlarından biri olarak okurken duygulandım.
Hercaiokumalar /Ayşe okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim. Yürekten çıkıp kalemime dökülebilenler bunlar...
Hercaiokumalar /Ayşe okurunun profil resmi
Merhaba İnci Hanım:) Teşekkür ederim güzel düşünceleriniz için. Aytmatov'u sevdiyseniz bana da "Aramıza hoşgeldiniz." demek düşüyor:)
Okuma Delisi / Emir okurunun profil resmi
Off bu yazıyı yeni gördüm ve Ayşe abla sizin Aytmatov'a olan sevginiz beni gerçekten etkiledi ve mutlu etti :) Yazdıklarınızı okurken biraz da duygulandım. Gerçekten güzel ve içten yazmışsınız Böyle güzel bir yazı yazdığınız için teşekkürler :)
Hercaiokumalar /Ayşe okurunun profil resmi
Rica ederim. Aytmatov söz konusu olunca bende akan sular duruyor. Bunlar yürekten satırlara akabilenler sadece...
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.