Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Süjenin, eylemi spesifik karakteriyle, yani iyi ya da kötü, meşru ya da gayrimeşru determinasyonu içinde bilmek hakkı, çocukların, eblehlerin ve delilerin sorumluluğunun azalması veya büsbütün ortadan kalkması sonucunu doğurur. Ancak, bu durumları [çocukluk, eblehlik, delilik] veya bunların sorumluluk derecelerini kesin olarak belirlemeye imkân yoktur. Fakat, bir anlık göz kararması, ihtirasın kışkırtması, sarhoşluk ya da, kısaca, duygularına kapılmak dediğimiz şey (çaresizlik hakkı'nın doğmasına yol açan dürtüler dışında, S 127), bir suçun isnadı, spesifik karakteri ve derecesi söz konusu olduğunda, suç sâiki olarak nazara alınamaz ve bu gibi durumlara, suçlunun suçunu ortadan kaldıran şartlar gözüyle bakılamaz; yoksa bu, suçluya karşı, onun insanlık hak ve onuruna yakışır bir davranış olmazdı (karş. S100 ve S 119 [120], R). Çünkü insan soyut, gelip geçici, bölük pörçük bilgiye sahip bir varlık değil, fakat mahiyetçe evrensellik istidadı taşıyan bir varlıktır; onun öz tabiatı budur. Bir kundakçı, yağlı bezinin değdiği küçük bir ahşap düzeyi tutuşturduğunda, sadece bu küçük düzeyi tutuşturmakla kalmaz, aynı zamanda onda içerilmiş bulunan evrensel'i, yani bütün evi de tutuşturmuş olur. Tıpkı bunun gibi, kundakçının kendisi de, bir süje olarak, bu ânın oluşturduğu izole bir noktadan, yahut intikam hırsının izole bir durumundan ibaret değildir. Eğer böyle olsaydı, ikide bir kapıldığı azgınlık nöbetlerinin doğurduğu tehlikeden ve güvensizlikten ötürü kafası ezilecek bir hayvandan farksız olurdu.
Sayfa 142 - SümerKitabı okudu
·
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.