Kendilik bilincinin, bir eylemin iyi ya da kötü olduğunu kendiliğinde ve kendisi-için determinasyonu içinde bilmek hususundaki sübjektif hakkı, objektifliğin mutlak hakkıyle çatışan bir hak olarak düşünülmemelidir (sanki bu iki unsur birbirlerinden ayrılabilir, birbirlerine karşı kayıtsız, birbirlerine ancak arızî olarak bağlı şeylermiş gibi).