Gönderi

136 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Mükemmel! 16-17 yaşında okumayı dilerdim.
Öncelikle İş Banka'mızın çevirisi ne kadar iyi bilmiyorum. Hiçbir hata ile karşılaşmadım. Ayser Ali'nin ellerine sağlık ama internette incelediğim birkaç baskıda öncesinde açıklayıcı çevirmen notları vs gördüm. Bu da gayet iyi ama yine de merak edecekseniz kıyaslayarak alın. Ben son derece memnundum. Açıkcası kitap sıkıcı geldi. Ama bunun nedeni duygusuz birisi olmam veya kitabın dilinin kötü olması değildi (ki güzel bir dil ve çevirisi var). Bunun nedeni Atatürk gibi bir dehanın kurduğu devlette yaşamam, onun şekillendirdiği tarih ile büyümemdi. Her ne kadar tamamlanmasına hala onyıllar olsa da kısmen de olsa aydınlanmış bir toplumda olmamdı. -Tamamen aydınlanmış bir toplumda bir gencin böyle bir kitabı okumasına gerek yoktur. Yani önüne konulursa alır okur ama böyle bir kitabın (rehberin) eksikliğini hissetmez, çünkü burada anlatılan adımlar zaten ataları tarafından atılmıştır. -Aydınlanmamış, aydınlanmanın kırıntısı bile olmayan çürümüş ve pislik içinde bir toplumun genci ise zaten eğitilmediğinden böyle bir rehbere ihtiyaç duymaz. Azıcık eğitilse ve ihtiyaç duysa yine ulaşamaz çünkü muhtemelen kendi diline çevrilmemiştir. -Kısmen aydınlanmış ve aydınlanmasını tamamlamamış toplumlar ise bu kitaba ihtiyaç duyar, keşfeder ve sonra da okur. Ama Atatürk gibi bir deha ve Türkiye'de başardıkları sayesinde yine de biz çok ihtiyaç duymayabiliriz. Atatürk'ü kuşa çevrilmiş lise müfredatının dışına çıkıp okuyor ve araştırıyorsanız, aydınlanmanın önemini, aydınlanma için yapmamız gerekenleri zaten kısmen de olsa biliyorsunuzdur. Bunlara ek olarak toplum gelişimleri konusunda özel bir ilgim de var. Ülkemizin daha iyi bir yer olması için izlenebilecek politikaları sık sık arkadaşlarımla da tartışır, notlarımı alırım. Kitabın sıkıcı gelmesinin sebebi bu işte. Notlarımda çoğunlukla neyin öneminden bahsediyorsam kitapta da bunlardan bahsediyor. Bunları hikayeleştirerek bize sunmuş. Buna rağmen hafızamdan silinse yine de okur muydum, kesinlikle okurdum. Çünkü bunları, yani yapılması gerekenleri zihnimde daha çok tekrarlamalıyım. Bu politikaları ve onların önemin daha fazla anlamalıyım. Snelman'ı (Finlerin Atatürk'ü denilebilir) tanımak ayrıca zevk verdi, Finlerin nerelerden nerelere ulaştığını bilmek daha çok zevk verdi. Mutlaka ama mutlaka okunmalı okunabiliyorsa lisede okunmalı. Türkiye'nin neden hala Finlandiya gibi alamadığını anlamayanlar var: Kitabı okudukça Finlerin başlangıç standartlarının bizden daha iyi olduğunu, bizden çok daha önce yola koyulduklarını (100 yıl kadar), Jeopolitik konumunun (Türkiye gibi 7 devletle savaşarak hürriyetini kazanmış bir ülkenin aksine) pek arzu edilebilir olmadığını ve Atatürk'ün etrafındaki şeriatçı "davarlar"ın aksine Snelman'ın daha o yılda bir sürü aydın yoldaşa sahip olması ve daha bir çok avantaj... Bunları kişisel notlarıma uzunca ekledim ancak burada çok okunacağını düşünmediğimden incelemeyi uzatmamak istemiyorum. Bütün bunları bir bahane değil, bir "sebep" olarak yazdım. Daha fazla çalışmamız gerektiğinin, önümüzdeki sorunları artık çözmeye başlamamız gerektiğinin ve aydınlanmış bir toplum olarak Türk Aydınlanması'nı tamamlamamız gerektiğinin net işaretleridir bunlar. Tembelliği ve iradesizliği bırakıp geleceğimiz için yaklaşan küresel ısınma ve kitlesel göç gibi sorunlara şimdiden önlem alıp ilerlemenin zamanı geldi. Aksi takdirde bu coğrafyada bu kafayla daha fazla hayatta kalamayacağız. İlerleme zamanı, her kim veya nerede olursak olalım. (Okuma önerisi: Celal Şengör - Hasan Ali Yücel ve Türk Aydınlanması - İş Bankası)
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022100,6bin okunma
·
57 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.