Yirmi bir yaşında bir genç, zihninin koridorlarında aradığı aydınlığı, kara kıtanın kalbinde buluyor. Uzak diyarlara yolculuk, yolcunun derûnunda nihayete eriyor. Düşünmek, yazmak, yapmak... bütün iyi kelimeler fiile dönüşüyor.
Evinin yolunu bilen herkesin çıkması gereken seyahat... Sorusunu bile düşünmediğimiz cevapların serüveni... Hikaye-i Deha. aslında hepimizin hikayesi...
"Klasik yazar" ların sırrını henüz anlayamasam da, "Klasik yazmaz" ların bahanelerine sahip olduğumu farkettim bu yolculukta.
"Aslında uygun zamanı bekliyorum."
"Yazacak konu bulamıyorum."
"Aklıma bir şey gelmiyor."
"Nasıl bir başlangıç yapacağımı bilemiyorum."
ve daha nice bahaneleri bir kenara bırakmış ve kendinizi yazarken bulacaksınız, kitabın sonunda.
Tıpkı benim kendimi ilk kitap incelememi yazarken bulduğum gibi..
Yirmi bir üstü veya altı olsun, yaşadığımız yaşı sorgulayıp bütün hayallerimizi fiile dönüştürmek temennisi ile...