Mahmûd mal ve servet elde etmede son derece haris bir adamdı
ve bu özellik onda ruhsal
bir hastalık sınırına yükselmiş, onu etkisi altına almıştı. Nitekim onun Tûslu büyük
şair ve hekîm Firdevsî hakkındaki uygunsuz ve civanmertlikten uzak
davranışı çeşitli meclislerde anlatılmakta, ilim erbâbının ondan nefret etmesine
sebep olmaktaydı.
Üçüncüsü;
Mahmûd kendi dindaşları dışında kalanlara karşı son derece
merhametsiz ve katı
yürekli davranıyordu. Nitekim Hicrî 421-425 yıllarında, Deylemî hânedânının meşhûr melikesi
Seyyide Hatun’un ölümünden sonra Rey ülkesine saldırıp orayı ele
geçirdiğinde, tarihçilerin naklettiğine göre iki yüz kadar darağacı kurdurmuş,
Seyyide Hatun’un sarayındaki âlim, şair ve ediblerden meydana gelen bir grubu
sırf Râfizî ve Karmatî oldukları için idam ettirmiş; bu arada eşine az
rastlanan Rey Kütüphanesi’ni de ateşe vermiştir