Kur'an-ı Kerim'in "kadim" ve "gayri mahlük" olduğu görüşü, aslında değişmez ve değiştirilemez bir sosyal yapı iddiasının teolojik temellerini de oluşturmaktaydı. Çünkü Kur'an'ın ezeli (kadim) olması, aynı zamanda onun ebedi olması anlamına da gelir. Böylece burada Kur'an'ın açıklaması olan sünnet ve selef-i sfilihinin görüş ve uygulamlarının da "ebedi" olduğuna dair bir işaret vardır. Dolayısıyla, Kur'an-ı Kerim'in "yaratılmamış ve kadim olması" anlayışı aynı zamanda sünnet ve selef-i salihinin uygulamalarından meyda na gelen ilk İslam toplumunun sosyal yapı ve statükosunun dokunulmazlığını savunmak demektir.