Gönderi

Telefon nasıl çalışır?
"Telefon kelimesi, Yunanca "tele" (uzak) ve "fone" (ses) kelimelerinden türetilmiştir. Günümüzdeki telefon sistemleri, insan sesinin bir saniyeden çok daha kısa bir sürede Dünya'nın çevresini dolaşmasını sağlayabilmektedir. Bu sistemler, nispeten yavaş hareket eden ses dalgalarını, uydular, denizaltı kabloları ve fiber optik sistemleri kullanarak, ışık hızıyla hareket eden, yani saniyede 300.000 kilometre yol alan (Dünya'nın çevresini saniyede yedi kez dolaşabilecek kadar hızlı) elektromanyetik dalgalara dönüştürür. Telefon, hem konuşanın sesini elektrikle gönderen bir verici, hem de gelen elektrik sinyallerini yeniden diğer uçtaki kişinin sesine dönüştüren bir alıcı işlevi görür. Verici ağızlığın altında, alıcıysa kulaklıktadır. Telefonun doğuşundan bu yana geçen sürenin büyük kısmında çoğunlukla karbonlu ileticiler kullanılmıştır. Karbon hem iyi bir iletkendir, hem de esnektir. İlk karbonlu vericiyi Bell ve Watson değil, Thomas Edison tasarlamıştır. (Bell ve Watson çeşitli verici tipleri üzerinde çalışmıştır, ancak bunların hiçbiri karbonlu verici kadar başarılı olamamıştır.) Karbonlu telefon vericisinde alüminyumdan yapılmış ince, yuvarlak bir zar ve içinde karbon parçacıklarının olduğu koni biçiminde bir oda vardır. Zarın ortasındaki altın kaplama pirinçten yapılmış küçük bir kubbe, koni biçimindeki karbon odasının içine doğru uzanır. Konuşan kişinin yarattığı ses dalgaları vericideki zarı titreştirir. Konuşan kişinin sesi yüksekse titreşimler kuvvetli, alçaksa zayıftır. Zarın titreşimleri de, kubbenin karbon odasında titreşmesine neden olur: kubbenin titreşimleri odadaki karbon parçacıklarını sıkıştırır. Geniş titreşimler karbon parçacıklarını küçük titreşimlerden daha çok sıkıştırır. Elektrik akım , iyice sıkışık karbon parçacıklarından, daha gevşek olanlara göre daha kolay geçtiği için, ses yüksek olduğu zaman parçacıklardan daha fazla elektrik akımı geçer. Böylece, konuşan kişinin sesindeki değişiklikler, elektrik akımında değişimler yaratır. Sesteki titreşimlerin frekansları, elektrik akımındaki frekanslara dönüştürülür. Telefon alıcısının en önemli parçaları, esnek bir çerçeve içinde demirden bir zar (genellikle diyafram denir) ve iki mıknatıstır. Bu mıknatıslardan biri halka şeklinde ve sabittir, diğeri ise metal bir silindirin çevresine tel sarılarak oluşturulmuş bir elektromıknatıstır. Sabit mıknatıs diyaframı sürekli olarak bir yönde çeker. Diyaframın bir tarafında, bobinden elektrik akımı geçtiği zaman mıknatıslanan elektromıknatıs bulunur. Elektrik akımının bir yönde hareket etmesi sonucunda ortaya çıkan manyetik etki, sabit mıknatısın çekim gücünü artırır ve diyaframı daha güçlü bir şekilde o yöne çeker. Elektrik akımının diğer yöne hareket etmesi sonucunda ortaya çıkan manyetik etki, sabit mıknatısın diyaframa yaptığı çekime karşı koyarak çekimi zayıflatır ve böylece diyafram aksi yönde hareket eder. Manyetik çekimdeki bu değişiklik, diyaframın, önündeki havada, konuşan kişinin sesinin oluşturduğu ses dalgalarını taklit eden basınç değişiklikleri oluşturmasına neden olur. Ses dalgaları dinleyen kişinin kulağına ulaştığında, o kişi konuşan kişinin sesinin tekrarını duyar.”
Tübitak Yayınları - III. Bölüm - “İster İstemez Telefona Doğru”
·
68 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.