Yazarların bir çoğu camın ardından yazmayı tercih ediyordu. Ne sokağın tozunu duyuyor, ne fırtınanın gözüne bakıyor, ne sevgilisinin dudağına yapışabiliyordu metinde. Her şeyin arasında kalın bir cam vardı. Okur metinde o camın tadını hissediyordu. Artık sözcükler evcildi.