Yine buradan kıymetli bir okurun hediyesi olan eseri an itibariyle bitirmiş bulunuyorum.
"Gençlik" hedef kitlesinde yazılmış eserleri okumayı sever misiniz?
Olaylar 16-17 yaşlarındaki Simon adlı liseli bir gencin ve onun arkadaşlarının merkezinde şekilleniyor.
Simon, kendine yakın hissettiği Mavi takma isimli gizemli bir gençle e-postalaşmaya başlıyor, ikisi de birbirini tanımıyor ama paylaşımları arttıkça aralarındaki yakınlık giderek artıyor.
Mektuplar...
Ne anlamlıydı değil mi eskiden?
Ne çok duygu barındırırdı içinde...
Yazanın duygularını yeterdi cümleler anlatmaya.
Sonra birdenbire yok oldular.
Mailler aldı yerini...
Ah, onlar da hiç fena değildi aslında ama onların ömrü daha kısa sürdü. Yerini kısa mesaj aldı, kısa duyguları anlatan kısa mesajlar. Gitti, yerlerini emoji dili aldı.
Şimdiki Çocuklar Hâlâ Harika, maillerle haberleşirdi çocuklar.
Mektupların boyu kısaldıkça kimsenin kimseye ne anlatacak bir şeyi kaldı ne müsamahası...
"Sanırım seninle konuşmak da her şeyi iyileştiriyor." (s. 155)
Konuşmak...
Birçok tedaviden daha etkili olmalı kuşkusuz.
Hatta insan psikolojisinin ön planda olduğu şu dönemde dert de derman da konuşmaktan geliyor diye düşünüyorum.
Anlamak ve anlatmak çabası...
- Üzgünüm.
+Ne için?
- Anlamadığım için. (s. 278)
"İnsan kendi gibi olmalı." (s. 9)
Eserin başkahramanı eşcinsel bir çocuk. Bunu çevresine açıklamakta zorlanan ve bu konuda başkaları tarafından kendisine zorluklar çıkarılan bir çocuk. Kendisi olma çabasında bir çocuk.
Spoiler vermemek adına fazla bahsetmeden incelememe burada son vermek istiyorum.
Sevgiyle, kitapla kalın...