Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Öznel İstençlerin bu çarpışması böylece üçünü bir kıpıya, duygusal yatkınlık kıpısına götürür ki, Yasaların içsel olarak isteniyor olmalarıdır; yalnızca törel bir alışkanlık değil, ama duygusal yatkınlık: -Yasaların ve genel olarak Anayasanın sağlam birşey olduğunun, kendi tikel istençlerine onlar karşısında boyun eğdirmenin bireylerin en yüksek ödevleri olduğunun bir duygusu. Yasalar, anayasa ve hükümet üzerine çeşitli görüşler ve düşünceler olabilir, ama bu görüşlerin Devlette tözsel olanın karşısında altgüdümlü olarak alınmaları ve onlardan vazgeçilmesi yönünde bir duygusal yatkınlık olmalıdır; dahası, Devlette duygusal yatkınlığı karşısında daha yüksek ve daha kutsal hiçbirşey olmamalı, ya da eğer gene de Din daha yüksek ve daha kutsal olacaksa, onda Devletin anayasasından ayrı ya da ona karşıt olacak hiçbirşey kapsanmamalıdır. Hiç kuşkusuz Devletin yasalarını ve anayasasını Dinden bütünüyle ayırmak temel bilgelik olarak geçerlidir, çünkü bağnazlık ve ikiyüzlülük bir Devlet Dininin sonuçları olarak korkutucudur; ama Din ve Devlet içerik açısından ayrı olsalar da, buna karşın köklerinde birdirler ve yasalar en yüksek doğrulanmalarını Dinde bulurlar.
Sayfa 324 - İdeaKitabı okudu
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.