Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

334 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bir an gelir ki insanın kafasında bir ses yankılanır: Çek ipini rahvan gitsin.
Bu okuduğum en güzel ve en güçlü kapitalizm eleştirilerinden biri. Saramago’nun kaleminden alışık olduğumuz bir tarz. Sistemi didikleyip boşlukları kendi büyülü kelimelerinin harcıyla doldurma ustası Saramago. Üstelik bunu yaparken bilgelik taslamadan bilge olabilme yeteneğini de yan cepte elleriyle ısıtıyor. Mağara, Platon’un ünlü mağara alegorisinden beslenen bir kitap. Bilinen hikaye şudur ki; üç kişi kendini bildi bileli bir mağarada zincirlere vurulmuş yaşar. Sonra biri zincirini kırıp dışarı çıkar. Bir ırmağın kıyısına iner. Bugüne kadar gördüğü ışığın sahteliğine, duyduğu seslerin sadece yankı olduğuna tanık olur. Ama zincire vurulu halde bekleyen iki kişi onun bir çılgın olduğunu düşünür. Ki belki de öyledir:) Saramago bu alegoriyi artık nesli tükenmiş çömlekçi ustası Cipriano Algor, onun kızı ve damadı üzerinden sıcacık bir hikayeye dönüştürüyor. Hemen tüm karakterlerin bu kadar sevimli olması insana garip geliyor. Bu dünyadan değiller sanki. Sonra anlıyoruz, evet, bu dünyadan değiller. Çömlekçilikle geçimini sağlayan Algor ve ailesinin tepetaklak oluşuna konuğuz. Ama öyle kıyıda köşede durabileceğiniz bir konukluk değil bu. Elinizi uzatıp çamuru şekillendirmek istiyorsunuz. Elinizi uzatıp zorbaların boğazını sıkmak istiyorsunuz. Kitabı evin içinde dönerek, şimdi ne olacak diye sorup bir sonraki sayfayı aç gözlerle selamlayarak okuyorsunuz. Akıcı, heyecan verici, merak duygusunu kamçılayan bir kitap. Ve o enfes cümleler, bunun tarifi yok. Okuyan anlar. Hasılı, gün geliyor, tüm yaşamın zorla entegre edildiği, yapay sahiller ve onları döven yapay dalgalarla, yapay rüzgarlar ve yapay ışıklarla inşa edilmiş; insan ruhunun boğazlandığı ‘modern’ kent yapısını, kapitalist düzenin hızlı tüketim çılgınlığını temsil eden dev alışveriş merkezi “Merkez” de çömleğin yerini plastik alıyor. Kaldık mı çömlek ustası Algor’la sistemin dışında. Daha beteri, kaldık mı hayatın dışında? “Bu sevinçli sızıyı, bu acılı sevinci, olmayı ve olmamayı, sahipliği ve sahipsizliği, istediği halde bir türlü hareket edememeyi adım gibi biliyorum.” Biliyoruz. Bundan sonrası kendi oyduğumuz mağaralarda kendimizi nasıl zincirlediğimizin öyküsü. Karanlığa gözümüz ne kadar alışmış, ışığın izini sürmeyi hanidir unutmuşuz, bunları sorma zamanı şimdi. Algor toprağa can vererek yaşamış. Algor yüreğinin ve aklının sesini hala duyabilenlerden. O yolunu düşe kalka buluyor. Ya biz? Biraz direnmeye çalışırken buluyorsunuz kendinizi. Yok canım, ben zincirlerime aşık değilim, hayır. Peki diyor usta, öyle olsun, ama, belki de tüm yaptığın, dünyanın dönüp her şeyi yerli yerine oturtmasını, o zamana kadar kendine yer bulamamış seni bir köşeye yerleştirmesini beklemektir. Gözünü boyayan şatafatı, cazibeli sahte ışıkları, tembelliği bir kenara bıraksan olmaz mı? Kalk ve kendini o ırmağın kıyısına indir. Ruhunun duvarına gerçek dalgaları vurmanın zamanı. Off. Ne desem az. Hem hikayesiyle, hem derdiyle, hem de derinliğiyle muazzam bir kitap bu. Ki bence, aramızda kalmasın, Saramago’nun en ünlü kitabı
Körlük
Körlük
’ten bile daha lezzetli. Ben bu usta yazarın çok kitabını okudum. Mağara’yı elime aldığımda beni neyin beklediğinden emin gibiydim. Çok fena yanıldım. Her seferinde okurunu şaşırtmayı, cümlelerine ağzı açık baktırmayı başarır mı bir insan? İyi ki, iyi ki, iyi ki. Keyifle okunsun. Gerçi başka ihtimal yok gibi. Saudações a você Saramago..
Mağara
MağaraJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 20221,288 okunma
··
1.555 görüntüleme
AkilliBidik okurunun profil resmi
Saramago benim ikircikli kaldığım yazarlardan biri. Kimi eserlerini çok beğenmiştim, kimilerinde ise istediğimi bulamamıştım. Bu güzel incelemenizi okuyunca sanki Saramago'yu hiç okumamışı gibi hissettim bir an kendimi ve anladım ki -eh gençlik de var serde- pek anlamamışım yazarı o zamanlar. Tekrar okuma zamanım gelmiş. Kaleminize sağlık...
Emel Keleş okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. Yeniden Saramago okursan kendime çiçek alırım😁🌺. Bu çok güzel bir başlangıç olur bence💜
Nilgün okurunun profil resmi
Platon deyince aklıma platonik aşk geliyor. Mağara teorisinden hareketle her insan kendi yansımasına( gölgesine) aşık olur, demişti felsefe hocam. Asıl nedir, yansıyan nedir , aynı şeyler midir? soruları tasavvufun da tecelli kavramı ile açıkladığı arayışlardır. Yaratılanda yaradanı görmek diye de özetlenebilir. Mağara imgesi birçok yapıtta, efsanede, mitolojide de yer alır ve işaret ettiği anlam aşağı yukarı aynıdır. İncelemeniz , kitabı okumak için bir istek uyandırdı bende. Bir gün elimdeki kitapları okuyarak erittiğimde okumak isterim. Keyifli okumalar…
Emel Keleş okurunun profil resmi
Sevgili Nilgün.. Bir yerde okumuştum, Platon’un Batı’ya attığı kazığı kimse atmadı diyordu:)) Basit bir alegori ama felsefeciler hala tartışıp bin ayrı görüş ortaya atıyor. Saramago da edebiyatta eksikliği hissedilmesin istemiş sanırım. Her okuyan kendi imgelerini çıkarabilir bu kitaptan da bence. Mağara çok derin💜
Meryem Erözcan okurunun profil resmi
"Okuyan bilir" demişsin haklısın. İki defa okumuştum bu kitabı gerçekten çok derin ve düşündürücü. İçinde bulunduğumuz durumu ince ince işliyor yüreğimize bu kitapta. Emeğine sağlık okunmaya değer bir inceleme. Teşekkürler 💐
Emel Keleş okurunun profil resmi
Sana da teşekkürler Meryem💜
Tayfun Can okurunun profil resmi
Ben de şimdi bitirdim Saramago'nun 9 kitabını okudum ama en beğendiğim bu oldu
Emel Keleş okurunun profil resmi
Çok güzel çünkü. Tarzının dışına çıkmasa da daha duygusal bir kitaptı sanki.
1 sonraki yanıtı göster
Dewrim okurunun profil resmi
O kadar kitabını okudum en sevdiğim tek kitabı mağara oldu 👍
Emel Keleş okurunun profil resmi
Ben Saramago ne yazsa okurum sanırım. Ama bunun tadı başkaydı sahiden. Masal gibi geldi.
4 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.