Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

460 syf.
·
Puan vermedi
Kar hakkında çok uzun yazabilirim fakat Orhan Pamuk’un sığ siyasetine kapılmamak için becerebildiğim kadarıyla kısa tutacağım. Başlangıç olarak söylenmesi gereken kitabın entelektüel seviyesinin düşüklüğü ve yazarın kullandığı materyali, dili inanılmaz derecede kötü kullanması. Dili sorgulamadan ne’sini ve nasıl’ını incelediğiniz bir eseri
Kar
KarOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202114,4bin okunma
··
1.047 görüntüleme
Necip G. okurunun profil resmi
Emeklerinize sağlık öncelikle. Orhan Pamuk'u ilk 90'lı yılların sonlarında okumaya başladım. O dönem romancı kimliği dışında çok ulaşılabilir biri değildi. Bunun yarattığı gizemli bir hava da vardı:) Okurlar kitaplara kendince bir anlam yüklemeye çalışıyordu. Kar'ı da yaklaşık 20 yıl önce piyasaya çıktığı gün alıp okumuştum. 2000'lere girdikten sonra Pamuk kendine yeni misyonlar ekleme gayretine girdi. Siyasi çıkışları çok acemiceydi. Neye el atsa eline yüzüne bulaştırdı bana göre. Gizemli hava da bu süreçte tamamen dağıldı. Bu girişimi ona bir nobel kazandırsa da bence eski sadık okurlarının da önemli ölçüde kaybına neden oldu. Onların yerine gelen okurlar ise genelde popülizm dalgasının sürüklediği okurlardı. Pamuk'un kendi elleriyle yıktığı salt romancı kimliğinin bugün evrildiği yer ve genel anlamda dokunulmazlığının da kalkmasıyla birlikte artık çok nitelikli Orhan Pamuk eleştirileri okuyabiliyoruz. İncelemenizi (ve eleştirilerinizi) okuyunca, hakkını verebilmek için 'keşke ben de Kar'ı yakın zamanda okumuş olsaydım' diye hayıflandım. Benim Kar romanına dair görebildiğim tek başarı hikayesi, o dönem Batman başta olmak üzere o çevrede ard arda görülen kadın intiharları konusu, ısrarla geri plana atılmaya, hatta yok sayılmaya çalışılırken Pamuk'un bir şekilde o lokal meseleyi orada keşfedip bunu edebiyata taşımaya çabalaması olmuştur. Bunu başarıp başaramadığı ayrı bir konu ama bence bu girişim değerliydi. Neden Batman'ı Kars'a taşıdığına dair bir açıklama yapmıştı ama detaylarını hatırlayamıyorum şu an. Sanıyorum daha rahat araştırma yapabilmek içindi... Lafı uzattığım için kusuruma bakmayın lütfen. Dediğim gibi keşke kitabı daha yakın bir zamanda okusaydım da incelemenizin hakkını daha iyi teslim edebilseydim. Bunu yapamadım ama bir yorumla da olsa teşekkür etmeden geçmek istemedim. Keyifli okumalar dilerim...
Varsız okurunun profil resmi
İncelemeyi yazdım ama bu haliyle bırakırsam Orhan Pamuk’un sığlığına bulaşıp kalmış gibi olacağım sanırım. Kitapta işlenen temel iki konu hakkında kurguya, bulanıklaşmaya, savrulmaya mahal vermeden görüşlerimi net bir şekilde sunma ihtiyacı doğdu. Öncelikle belirtmem gerekiyor ki herhangi bir partiye, derneğe, cemaate, gruba veya oluşuma bağlı değilim. Referandum dışında son yirmi senedir oy kullanmaya dahi gitmedim. Türban konusunda “kamu görevi” içerisinde kullanılmasına karşıyım. Bilimsel, eşitlikçi, demokratik, laik devlet aklı oluşturmak için bunun gerekliliğine inanıyorum. Hatta zorunluluk olduğunu düşünüyorum. Harici durumlar için kimse kimseye zaten karışamaz ve karışmamalı. Günümüzde, inanç şeklinde mücadelesi verildiği söylenen türbanın kıyafet olarak anayasal güvence altına alınması düşünülüyor. Hukuksal açıdan bunun çok komik olduğunu düşünüyorum, kimin adına istediğini bilmem ama helallik isteyenlerin de karşı çıkacağını zannetmiyorum. Ana muhalefet partisi genel başkanı dahil (Atatürk’ün kurduğu parti!) Kürt sorunu diye adlandırılmaya uğraşılan konu için de demokratik açıdan yapılacak bir şey olmadığı fikrine sahibim. Eğer ortada bir sorun varsa bu öncelikle doğru adlandırılmalı. Zira bu adlandırma öncelikle Kürtlerin tamamını sorun olarak algılatma, teröre destek verenlerin Kürtlerin tamamını temsil ediyor gösterme çabasıdır. Eğer bir sorun varsa bu ya anadil kullanma sorunudur, ya da bütünüyle ayrı bir devlet kurma sorunudur. Eşit ve özgür, demokratik yapı içinde her ikisi de mümkün değildir. Akla gelen diğer yönetimsel çözümler demokrasiden sapmadır.
Varsız okurunun profil resmi
Necip G kardeşim ilgin için teşekkürler.Senin de emeğine sağlık diyeceğim hani neredeyse benim kadar yazmışsın. :)) Genç kız intiharları üzerinde durmuşsun, ne yazık ki bu konu kitapta çok az yer kaplıyor. Konu başlığı gibi bulunsun diye bırakılmış sanki, içeriği bomboş. Üstünkörü yazılmış belki birkaç sayfa.Kitabın hikayesi ve kurgusu bambaşka, Ka için de intihar vakaları Kars’a gitmenin bahanesi durumunda. Ben kitabı yeni okudum ama o yılları iyi hatırlıyorum. Kar üzerinde çok fazla konuşuldu ve yazıldı. Batman bilgisi bende de vardı, ayrıca kitapta da geçiyor. Bu yüzden belki yapılan bana fazlasıyla çirkin geldi. Doksanlı yıllarda Batman’da askerlik yaptım. Yol kenarlarından battaniyeye sarılı halde; domuz bağına alınmış,cinsel organı kesilip ağzına sokulmuş ve yakılmış halde cesetler bulurduk. Batman; hizbullah, pkk çatışmasının en yoğun yaşandığı ildi. Kitapta ise pkk ve cemaatler şirinler köyünün sakinleri gibi görünüyor. O şirinlerden bir grup yıllar sonra darbe girişiminde bulundu. Kitabı okuduktan sonra Orhan Pamuk’un kurduğu Türkiye imajını ve ülke sorunlarını kendi çıkarları için kullandığını çok net şekilde görüyorsunuz. Yazıya değer veremedim diye de çok fazla üzme kendini, ben bu yazının değerini kendim çok iyi biliyorum. İyi okumalar dilerim.
Bu yorum görüntülenemiyor
Varsız okurunun profil resmi
Nilüfer hanım yorumunuzu inanın şimdi fark ettim. Gecikme için özür diliyor,ilginiz ve yazıya yaptığınız methiyeler için teşekkür ediyorum.Orhan Pamuk’u beğenmemek,hatta hiç mi hiç beğenmemek mümkündür.Yazar olarak görmemekse bana kalırsa biraz ağır bir düşünce üstelik ne sizin ne de benim verebileceğim bir karar.Sevenleri ve okuyanları var, onların beğenilerini tümüyle yok saymamak gerekiyor sanırım. Ayrıca Nobel ödülünün siyasi sebeplerle verilişi Orhan Pamuk’a has değildir. Örneğin bana göre kendisini çok sevmeme karşın Camus’nün aldığı ödül de siyasidir. İyi okumalar dilerim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.