Emine Işınsu hanımın okuduğum beşinci kitabı oldu ama okuduğum ilk romanı oldu. Daha önce Emine Işınsu'nun iki tane tiyatro eserini, bir tane hikaye türünde eserini, bir tane de deneme türünde eserini okumuştum. İlk defa roman türünde bir eserini okuduğum için roman dili olarak bana alışılmışın dışında geldi. Kitap da her karakter bir duyguyu temsil ediyordu. Yazar bu kitabında 1950-1960 arası Türkiye'yi, darbeye gidilen ortamı ve Kerkük'ü, Kerkük'lü Türkmenleri, Türkmenlerin yaşadığı zulmü, Turan'ı, Turan ülküsünü çok teferruatlı bir şekilde işlemiş. Kurgusal olarak sağlam olan, yoğun imgeli bir romandı. Emine Işınsu kitaplarını bilenlerin çok kolay bir şekilde okuyabileceği bir romandı...
1960 öncesi Türkiye'si ve Kerkük. Tutsak'ta üç tutsaklık birbirine geçer, dolanır, birlikte akar: yaklaşan ihtilalin gerilimindeki Türkiye'de insanların insafsız siyasî akışa tutsaklığı, yanlış bir evliliğe hapsolmuş kadının tutsaklığı ve Kerkük Türkü'nün Irak diktatoryası altındaki tutsaklığı. Romandaki 1960 öncesi Kerkük'tür ama o Kerkük hiç bitmedi. Orda katliamlar hâlâ devam ediyor. Ne diyelim? Bir yakın tarih romanı mı, aktüalite mi, kehanet mi? Belki hepsi.
TutsakEmine Işınsu · Bilge Kültür Sanat · 2018230 okunma
·
92 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.
