Gönderi

Şahkulu Ayaklanması
Bekir Yakıştıran, Şahkulu hakkında şöyle demektedir : "Şah İsmail adına Anadolu'da faaliyet gösteren şeyhlerden birisi olan Şahkulu, Tekeli ve Karabıyıkoğlu denilen ve Osmanlı kaynaklarında 'Şeytan kulu' diye suçlanan bu Şia Pir, Şah İsmail'in babası Sey Haydar'ın halifelerinden Hasan Halife isminde birinin oğludur. gerek Hasan Halife ve gerek oğlu Şahkulu Antalya taraflarında ve ken. di köyleri civarında bir mağarada ibadetle meşgul olarak takva açısından büyük bir şöhret kazanmışlardır." Şahkulu Sultan'ın Osmanlı'ya karşı ayaklanma başlattığı 1511 yılında Doğu Anadolu Bölgesi iki büyük ülke arasında tampon bölge görevi yapıyordu. Osmanlı'nın egemenliği altında kalan Anado lu'da yaygın mezhep Şialık idi. Buna karşılık İran'da yönetim Şii. halkın ekserisi ise Şafî mezhebine bağlı idi. Şah İsmail boş durmuyor, özellikle Arap ülkelerinden getirttiği Şia din adamlarının yardımı ile Şiiliği halk arasında yaygınlaştırmaya gayret ediyordu. Anadolu yarımadasında yaşayan ve Kızılbaş olarak adlandırılan Şia halk ise Safevîlere büyük bir sempati besliyor ve onlara bağlılıklarını ilân ediyorlardı. Diğer taraftan Osmanlı hükümdarı 2. Beyazit devlet işleri ile fazla ilgilenmiyor, yönetimi büyük oranda vezirlere bırakıyordu. Bu durumdan faydalanan devlet görevlileri ise rüşveti yaygınlaştırmış, halka zulmetmeye başlamışlardı. Öyle ki köyler zulümle harap olmuştu. Artık adaletsizlik ve zulüm Çağatay Uluçay'ın da belirttiği gibi "bilhassa padişahın son yıllarında (...) gözle görülür, elle tutulur hale gelmişti." Şahkulu Sultan, Şeyh Haydar'ın Anadolu'daki halifelerinden Hasan Halife'nin oğludur. Hasan Halife, Şeyh Haydar tarafından Teke-eli'ne gönderilmiş ve bu yöredeki Şia halkı örgütlemekle görevlendirilmişti. Dinsel kimliği açısından Şia mezhebinin On İki İmam kolundan olan Şahkulu Sultan, Şah İsmail'in Anadolu'daki halifelerinden biridir. Babası gibi Erdebil Ocağı'na bağlıdır. Babası ve kendisi de köyleri olan Korkuteli'nin Yalımlı Köyü başta olmak üzere Antalya ve civarında müspet yönde isim yapmışlar; bu muhitte sevilen ve sayılan kişiler olmuşlardır. Sık sık civardaki mağaralara giderek çile doldururlar, ibadet ederler, namaz ve oruçla meşgul olurlardı. Zahit, âbid, âlim ve takvalı kişilerdi.
Sayfa 146 - KRİPTOKitabı okudu
·
25 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.