Gönderi

"Edebiyat öğretmenimiz bir gün, “Size bir şiir okuyacağım ama şairin adını sormayacaksınız, söyleyemem,” dedi, gözleri dolarak okudu. Yıllar sonra ben o şairin Nazım Hikmet, şiirin de Mavi Gözlü Dev olduğunu anladım. 27 Mayıs Anayasası’nın getirdiği göreceli özgürlük ortamında Kurtuluş Savaşı Destanı (Kuvâyi Milliye) yayımlandı. Benim ilk okuduğum Nazım şiiri budur. “Onlar ki toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar çokturlar...” diye başlayan şiir beni çarptı. Allak bullak oldum. Resmen titriyorum. Arkadaşlarla eve kapanıp yüksek sesle okuyoruz. “Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın. Yok edin insanın insana kulluğunu...” Bir ozan insanın tüm yaşamını değiştirebilir mi? Şiirin etkisi bu denli güçlü olabilir mi? Evet diyorum, bana oldu, beni ben yapan büyük ölçüde Nazım’dır. Birlikte yıllar süren bir yolculuğa çıktık. Ben onun sesi oldum, o da benim özüm. Şiiriyle ilk buluşmamızdan sonra bir arayış başladı. Ne bulduysam okudum. O zamanlar şimdiki gibi bol kitap yoktu. Yıllar boyu yavaş yavaş çıkmaya başladı. Şimdi komik geliyor ama, kitaplarda kimi dizeler sansür korkusuyla ......... (nokta nokta) çıkardı. Derken yaşamıyla ilgili kitaplar yazılır oldu. İçimde kıpır kıpır devinen şiirler taşıyorum. Bu coşkuyu paylaşmak istiyorum. Tiyatrocuyum. Bir şeyler yapmalıyım ama ne? Sonunda karar verdim, bu şiirleri sahneye taşıyacağım. Bütünüyle şiirlerinden oluşacak teatral bir Nazım Hikmet özyaşam öyküsü oluşturacağım. Ülkemizde bir ilk olacak bu. 1975’te Kerem Gibi adıyla ilk Nazım oyunumu sahneledim. Yasaklamalar, engellemeler oldu. Yargılanıp aklandım ama oyun topluma kabul ettirdi kendini. Uzun turneler yaptık, memleketin dört bir köşesine taşıdık Nazım’ı. O zaman anladım egemenlerin ondan neden bu kadar korktuklarını."
Medu Yayıncılık - Ustam ve Ben - Genco Erkal
·
89 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.