Gönderi

144 syf.
7/10 puan verdi
·
20 günde okudu
"Seyahat Jurnali"
Selam, “gölge etme, başka ihsan istemem” sözünün sahibi olan Âli Bey (Direktör) ve Seyahat Jurnali isimli eseri ile birlikteyim bu kez. Türk Dili ve Edebiyatı bölümü Tanzimat Edebiyatı dersimizde bolca adı geçen yazarlarımızdan biridir, hatta bir sorusu vardı sınavda sanırsam ki.. (hatırlamıyorum bile -sadece anımsıyorum- var mı yok mu :) ) Daha önceden bir eserini okumuştum tiyatro üzerine ki uyarlamaydı. İşte sevgili dersimiz de bize bunu anlatıyor şimdi. Yeni düzene geçtiğimiz o dönemlerde “Batı” edebi konularda neler yapıyor, bizim yazarlarımız neler alıyor ve katıyor. Çeviri ve uyarlamalar çokça, tiyatroya ayrıca önem veriliyor. Çünkü tiyatro halkı bilgilendirmek, eğitmek, eğitirken eğlendirmek için en iyi araçlardan biri. ;) Âli Bey’de mizah ve tiyatroya yönelik girişimlerde bulunuyor daha çok. Ancak kendisi aynı zamanda dönemin kurumu Düyûn-ı Umûmiye (dış borçlar kurumu) müfettişi olarak da görev alıyor, çıkması gereken ve üç yıl süren -İstanbul, Bağdat, Hindistan arası- bir seyahatte gittiği yerlere dair yolculuk, toplum profili, ne yenilir, ne içilir, yollar, nehirler, ulaşım, neler/ kimler var, ne konuşuyor, ne yapıyorlar gibi detayları not aldığı güncesinin basılmış hali oluyor bu kitap. Eğlenceli geçeceğini umuyordum bu eserin ancak beklediğim kadar olmadı. Dediğim gibi gittiği yerlere ait birtakım bilgiler var ama hani keyifli okuma yanı nispeten azdı, tüm bunlara göre yine de akıcıydı, yeni şeyler öğrenme tutkusu olan ben gibiler için “hmm böyle miymiş.. :)” yorumları için de bir çırpıda okunabilir. Benim elimde ise uzun süre kaldı, nedeni ise okula gitmeden önce sadece kahvaltı yaparken okuyor olmamdı. :)) (yalnızlık böyle bir şey a dostlar.. :) ) Detaylar; Ali Bey “Lehçetü’l Hakayık” isimli bir mizahi sözlük hazırlıyor ancak sansür kurulu tarafından basımı engelleniyor. :( (Ne korkunç değil mi?) İstanbul’un “Dersaadet” ismiyle anılması beni hem şaşırtır hem hoşuma gider hatta bununla ilgili bir söz yazmıştım, bir gün bir yerde paylaşırım, belki.. :) O dönemde Amerika’nın Ayıntap’ta (Gaziantep) büyük ve mükemmel okullarının olmasına yaptığım yorum: ne işi var Ayıntab’ta! Göçerlerden bile vergi alınması! Arapların ikramı tam ikram ama (bir deve kesmek).. Doğu’da konuşulan diller; Kürtçe, Arapça, Türkçe. Köylerin türbelerle dolu olduğu, halkın türbelere eksen bir hayat yaşadığı.. Bağdat’ta bir tramvay hattı.. İngiltere açgözlülüğü burada da çıktı, burada dediğim Bağdat’ta. (s. 83) Nakibüleşraf kaymakamlığı.. Bağdat’ta sıcaklık 48-50 derece civarları.. (ovv) Lince de lev, yüzlük, siyah kadife maske için acaba? Maskat için “medeni olmayan bir memlekette tiyatro, konser ve zarif ikramlar” yorumu.. Yazarın Bombay’da kaybettiği “seccade” ve benim bu yaz otelde kaybettiğim kendi elimle yaptığım, üzerinde emeğim olan yılların “güneş yastığı” ikisinin acısını da tekrar tekrar yaşadım. :(( Bombay’da ateşperest ve güneşe de tapan Parsilerin cenazelerini kartal kuşuna yedirmeleri... Bombay’da putperest Banyanların inek sıvı dışkısı ile yüzlerini yıkamadan güne başlamaması ve erkek ölmüşse eşinin yani kadının da onunla birlikte yakılması.. (kadınların zulm ve adaletsizliğe maruz kalmadığı bir memleket var mıdır bu dünya da?) Çeşitli mağazalarda bulunan Çin ürünleri o zamanlarda da aşırı ucuz.. Yine Fransız ve Fransızca aşıklığı.. Mısır’da mandalinanın isminin “Yusuf Efendi” olması.. :) Nil Nehri.. Ve son olarak kitapta bulunan harika siyah beyaz fotoğraflar, işte bu takdirlik.. Detaylar sonsuz, detaylar bitmiyor. :) Susuyor, iyi okumalar diliyorum ben. :)
Seyahat Jurnali
Seyahat Jurnali
Âli Bey
Âli Bey
Seyahat Jurnali
Seyahat JurnaliÂli Bey · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019732 okunma
·
59 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.