Tepenize çığ düştüğünde, bütün o karın altında yatarken neresi aşağı neresi yukarı anlamaz olurmuşsunuz. Karı iteleyip kurtulmak istiyor ama yanlış yönü seçip kendinizi daha da derine, kendi mezarınıza gömüyormuşsunuz. İşte kendimi aynen öyle hissediyordum, yönünü şaşırmış, arafta kalmış, pusulamdan olmuştum.’ Gece vakti, çölü bir el arabasını çekerek gecen bir baba. Arabanın içinde annesiz iki çocuk; iki kardeş; biri kız, biri erkek. Küçük Peri için ağabeyi Abdullah, ağabeyden çok öte. On yaşındaki Abdullah'a sorsanız Peri, her şey demek. Köylerinden Kâbil'e varmak için çıktıkları yolculuğun sonunda aileyi yürek parçalayıcı bir son bekliyor. Fakat aslında bu bir son değil... Kardeşlerin başlarına gelenler - yakın ya da uzak- ilişki kurdukları tüm insanların hayatlarında nesiller boyu yankılanacak… Abdullah henüz on yaşındayken, annesini kaybeder. Geriye birbirine sımsıkı bağlı iki kardeş ve baba kalmıştır. O zamanlar kendisi de çocuk olmasına karşın kardeşi Peri’ye bakmaya başlar. Peri bebekken, onun ciyaklamalarına, mırıltılarına uyanan, karanlıkta yanına gidip onu pışpışlayan abisi Abdullah’tır. Birbirlerine bambaşka bir sevgiyle bağlı olan bu iki kardeş birbirine ayrı düşeceklerini nerden bileceklerdi. Üvey dayısı Nebi; ev sahibesi Nila’ya aşkından kıydı bu iki kardeşe. Tek amacı Nila’nın onu görmesi ve ilgi duymasıydı. Hiçbir şey istediği gibi olmadı kocası felç geçiren Nila; Peri’yi de alıp Paris’e gitti. Hayat Abdullah’ı ise Amerika’ya sürükledi. Nebi’nin ölmeden önce Peri’ye bıraktığı mektup bu iki kardeşin yıllar sonra kavuşmasına vesile olmuştu. Peri çok şanslıydı abisinden ayrıldığında küçük olduğundan hiçbir şey hatırlamıyordu, Abdullah ise bir ömür kardeşinin hasretiyle yanıp tutuşmuştu... Üç yıl önce hastalandığını öğrenen Abdullah, bir çay kutusu ve notuyla veda etmişti Peri’ye...Peri ise bu notu bulduğunda abisinin kendisini hiç unutmadığını anlamıştı... Kâğıttan bir ağacın gölgesinde Minik, hüzünlü bir peri buldum. Bir gece rüzgârla savrulan, Minik hüzünlü bir peri tanıdım. Hayat ailelere sevgi ve fedakârlık, ihanet ve sadakat gibi ortak duyguları farklı biçimde sunarken, karakterlerin başlarına gelenler ve yaptıkları seçimler, kitabın ayrı bir renk katmanı almasını sağlıyor. Afganistan’ın küçük bir köyünde doğan ve biz okurları Kâbil'den Paris'e, San Francisco'dan Tinos adasına taşıyan bu kitap, her sayfada renklenip güçleniyor. Ve Dağlar Yankılandı, bizi biz yapan değerler üzerine düşündüren, ustalıkla yazıldığını her bölümde yeniden önümüze süren güzel bir kitap.

Ve Dağlar YankılandıKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 202235,1bin okunma

·

81 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

•N