Gönderi

184 syf.
·
Puan vermedi
"Onu yüreğimde öldüreceğim, artık sevmeyerek.. Ve bir gün, büsbütün ölecek.." (syf/159) Böyle diyor zeze, babası için.. Kendisini döven, hırpalayan, evde durmak istememesine yol açan herkes için.. Ve ekliyor babası saydığı, başını okşayan tek insan için; "insan doğumundan önce babasını seçemez, ama seçmek elimde olsaydı seni isterdim.." (syf/169) 5 yaşında olmasına rağmen, şiddete maruz kalan ufak bir çocuk. Zaman zaman yanına kaçtığı portuga ile konuşmaları, etkilenilmeyecek gibi değil. Evdeki herkesten yediği dayak, vücudundaki darp izleri, yüzündeki şişlikler, dudağındaki yaralarla 5 yaşında bir çocuk.. Aynı yaşta kardeşim olması sebebiyle çok zoruma giden bir konu. Hiçbir çocuk şiddeti hak etmez, ne kadar kurnaz olursa olsun. Hiçbir çocuk ölmeyi istememeli, ne kadar yaramaz olursa olsun.. Ve hiçbir çocuk başkasına baba demek zorunda kalmamalı, ne kadar istiyor olursa olsun.. Bir de şeker portakalı fidanı var zezenin, diğer kitaplarda daha çok bu konu ele alınıyor. Duygudan duyguya koşuyoruz zezenin arkasında, bazen ayakkabı boyamaya çalışıyoruz, bazen haylazlıklar yapıyoruz, bazen annemizin kucağında şefkatle uyuya kalıyoruz yediğimiz dayağın ardından.. Bazen haftada 3 kez dayak yiyoruz, bazen kendimizden geçene kadar bir anda dövülüyoruz. Sürekli şiddet, şiddet, şiddet. Evet, kitabın ana konusu bu değil, şeker portakalı fidanı. Ancak herkesin bakış açısı farklıdır. Benim takıldığım konu da bu oldu. Çünkü zezenin canı çok yandı.. Hani diyor ya portakal ağacı, zezeye "neyi bekliyoruz zeze?" Akabinde ekliyor ya zeze de, "gökyüzünden güzel bir bulutun geçmesini.." Belki de zezenin hayatından geçebilecek en güzel bulut, portuga oldu. Ölmeseydi, o olmaya devam ederdi. Zor bir kitap, ağır ve duygusal.. Zezenin yanında olanlara selam olsun.
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022232,7bin okunma
·
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.