Gönderi

320 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Dokunmadan’a başlamadan önce kendime beklentimi sıfıra indirme sözü verdim. Dedim Elif bu sefer beklenti oluşturma, sonra hoş olmuyor bizim için. Başladıktan sonra akıcı ama yavan ve bir tık zorlama anlamlı oluşuyla okumaya devam etmeye çalıştım. Bir arkadaşım dili zorlama, ilk yetmiş de sıkıcı ama sonra açılıyor, sanırım biraz diline alışmak gerekiyor demişti. Hak verdim, okurken başlarda belki yüzlerce kez farklı sözcüklerle aynı anlamlara çıkancümleler duyduğumdan mütevellit kitabın yarılarına kadar kendimi sadece akıcılığıyla avuttum. En kötü akıcı bir kitabı okumuş, yeni bir yazar tanımış olurum dedim. Bunları düşünürken de birçok yerin altını çizdim ha, farklı şekillerde de olsa duymak yine de anlamlı gelmişti. Kitaba ansızın bir trende Sadi karakterimizin dahil olması ile kitap benim için renklendi, beklenti tohumları ekildi içime. Keza Adalet’in kendi geçmiş münakaşası bir yana Sadi Seber şenlendirdi okumamı. Çünkü dürüst olmak gerekirse Adalet gibi hissedip düşünmüyordum. Hülya daha yakındı bana mesela, onun da sonu malumunuz :) Adalet’in en çok farkında oluşunu sevdim okurken. Belki de tek ortak bulduğum noktam her şeyin tüm çıplaklığıyla farkında olmak. En çok katıldığım cümlesi de zaten “her şeyi görmek istememek”le ilgili olandı. Sonunda olanlar üzdü, yine en çok Sadi’ye üzüldüm tabii. Sonra son cümleleriyle kitap tamamlandı benden yana. Sanki o cümleleri duymadan kapatsam kapağı eksik bitecekti. Dokunmadan’dan eksik ayrılacaktım. Ama o cümleler içimde bir şeyleri etkiledi. Beni yerimden kaldırıp enerjimi yenilemedi tabii, farkında olmakla birlikte hüzün el ele verdi işte bir yerlerde. Dokunmadığımın farkında olmakla. Velhasıl okur dostlarım, kitabı öneririm. Ama siz de büyük heyecanlar ile başlamayın bu da tek ricam. Hoşça ve kitapla kalın :’)
Dokunmadan
DokunmadanNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20175,9bin okunma
·
418 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.