Gönderi

622 syf.
·
Puan vermedi
·
63 günde okudu
Oblomov
Kalbimde ağırlığını hissettiren bir roman oldu Oblomov. Kitabı okumaya başladığımda herkesin yüzyıllardır değişmeyen bir noktası olduğunu farkettim erteleme hastalığının. Kafamızda sürekli yapılacak işler, sonucu belirli projeler var olmasına karşın harekete geçmekte tereddüt ettiğimiz, korktuğumuz ya da gerek görmediğimizden ertelemeye devam edilen işler. Oblomov gibi bir çok insanı ve olayı gözlemliyor, herkesin ortak paydada yer alma çabasını,aynılığını ve varmak istediği noktayı fark edebiliyorum bende. Bunu yaparız her birimiz. Ya bir süre ya ömür boyunca. Ancak bu sahtecilik olarak gördüğümüz durumlardan bambaşka bir yol çizerek ilerlemek mümkün mü? Yoksa sadece olduğumuz yerde varolan herşeyi eleştirmek mi doğru olan. Oblomov' u anlamak için bir çok detaya yer verilmiş kitapta. Aslında bireyi oluşturan özellikler çocukluğumuzda atılıyor ya bunu güzel şekilde tasvir etmiş bize yazar. Tohumları ekilen bir çiçek nasıl başka bir bitkiye dönüşebilir ki. Oblomov aslında yapılması gereken herşeyi bilen farkında olan bir beyefendi. Bir süre bizler gibi yaşayan; çalışma hayatına atılan, arkadaşlarıyla buluşan biriyken zamanla içinde ekilen tohumların yeşermesiyle evine kapanan ve hikayesi böylece başlayan bir beyefendi. Yatmaya aşık bedeni, düşünmeye başlamaya bile yorulan bir zihni var. Evine gelen misafirlerinden kimi dost kimiyse düşman. Ama Oblomov bunu bile ayırt etmeye çaba gösteremeyen odasına hapsolmuş biri. Hayatında herşeyin üzerine geldiğini, yapılması gereken bir çok işi olduğunu söyleyip dururken hiçbir problemi çözmeye başlamayan her gelene durumu anlatıp onun yerine çözmelerini bekleyen biridir. Böyle geçip gitmeye başlayan zaman ile gittikçe tembelleşen bedeni hayattan zevk almamaya başlar. Bir gün onu değiştirecek biriyle karşılaşana dek aynı şekilde geçip gider hayatı. Artık onu heyecanlandıran, hayata döndüren bir sebebi vardır:aşk. Aşkı uğruna okuduğu kitaplar, çıktığı yürüyüşler gibi basit gündelik hareketleri dahil eder hayatına. Fakat ruhu ne kadar dayanabilir bu değişime. Özünde olmayan bu yaşayış biçimine. Kalıplarını yıkmak kolay mıydı o kadar. Ve yine aklımda beliren o soru aşk için değişebilme cesaretin var mıdır herkesin. Nelerden vazgeçebilirsin neleri dahil edebilirsin hayatına. Hayatına giren Olga ilkbaharın gelişiyle açan çiçek gibi açmasını sağlayıp yaz güneşi gibi parlasada hayatında Oblomov'un bir sonraki mevsimdir sonbahar. Artık kendine dönme zamandır. Düşmanının oyununa geldiği, kandırıldığı, uzatılan eli ittiği, eski hayatından daha da kötüye gittiği ve sosyal sınıfında aşağıya doğru hızla çekildiği bir döneme doğru ilerler aşkına veda edişiyle. Kışın karanlık, soğuk, puslu havası gibi kaplanır hayatına bulutlar. Oblomovluk adı verilen bu bilinçli yaşamsızlıktan pişman olduğundaysa geç kalmıştır Oblomov. Sağlığı, gençliği, güzelliği, o güzel fikirleri, zehir gibi çalışan aklını nasıl körelttiği ne uğruna yaptığını yaşlanmak ölmek istemediğini anladığında geri alınamaz zaman. Yaptığı hataların, yapmadığı şeylerin ve atmadığı adımların pişmanlığı içinde ölmek midir yaşamak yoksa belki herkes gibi olduğun anlar olsa da ilerlemek mi. Kapağı kapattığınızda hem bir ağırlık hem bir sızı hüzün çökecek içinize hemde ertelediklerini yapmak isteyecek hayatın içinde tüm getirilerine rağmen ilerlemek isteyeceksiniz. Keyifli okumalar Oblomovluğu üzerimizden attığımız yaşam dilerim.
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,8bin okunma
·
41 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.