Gönderi

136 syf.
·
Puan vermedi
Rousseau'nun farkı gündelik meselelere felsefi yaklaşımlarda bulunması değil, tam tersi felsefi meselelere gündelik olaylarmış gibi yaklaşması. Yani Marx gibi "toplumsal konumu gereği proletarya, sınıflı toplumsal yapıyı sona erdirecek olan iradedir" demiyor. Müslüm Baba gibi "yakarsa dünyayı garipler yakar" diyor :) Doğrusu Rousseau'nun ardı arkası kesilmeyen devrik cümlelerle, ağır aksak ilerleyen bir anlatımının olduğunu düşünüyordum. Gereksiz anlam yüklemeleriyle mânâyı felç eden yerli filozoflarımız gibi felsefe parçalayacağı ön yargısı oluşmuştu bende. Yanıldım :) Rousseau eserde olayların oluşumundan daha ziyade siyasi yansımalarına değiniyor. Örneğin "bir insan neden köle olur?" sorusuna değinmekle beraber daha çok "bir insan neden başka bir insanı kölesi yapmak ister?" sorusuna cevap veriyor. Buradan bakınca tam bir siyasi manifesto :) Bence Rousseau'nun liberal bir yanı da var. Toplumdan bireye değil, bireyden topluma giden bir diyalektiği var. Toplumu oluşturan zaten bireyken, toplumun gelişimini bireyin gelişiminden bağımsız değerlendirmemek gerektiği kanısına vardım. Nitekim insan ve devlet Rousseau'ya göre birbirinden bağımsız iki ayrı aygıt değil, tek bir olgunun iki ayrı kavramı. Ama her ne kadar liberal bir yanı olsa da, ona göre insanlar bireysel hakları için ayrı birer mücadele vermeden, beraber varacakları bir toplumsal anlaşma ile de bunu sağlayabilirler. Ve böylece günün sonunda sevdiğin işi yaparken topluma faydalı da olmuş olacaksın. Kısacası Rousseau, insanın kendisi için oy kullanması gerektiğini savunacak kadar liberal ama verdiği oyun topluma da faydalı olmasını isteyecek kadar da toplumsal bir düşünür. Umarım finalin hakkını verebilmişimdir :)
Toplum Sözleşmesi
Toplum SözleşmesiJean-Jacques Rousseau · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,1bin okunma
·
57 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.